BASIN AÇIKLAMALARIGENEL MERKEZ AÇIKLAMALARI

GÖREVDEN ALMA YETMEZ, HESAP SORULSUN!

GEÇ BİLE KALINDI…

 

Değerli Arkadaşlar,

Değerli Basın Emekçileri;

22 Haziran 1935 tarihhinde kurulan MTA’nın amacı; Kuruluş yasasında “Ülkemizde işletmeye elverişli maden ve taş ocağı sahalarının bulunup bulunmadığını, işletilen maden ve taş ocaklarının daha faydalı şekilde işletilme koşullarını araştırmak ve buna yönelik arama işlemleri, bilimsel, jeolojik ve teknolojik tetkikleri yapmak, harita, plan ve kesitler hazırlamak, proje, fen raporları ve karlılık hesapları yapmak ve madencilik sektörüne kalifiye eleman yetiştirmek” olarak belirtilmiştir.

Maden aramacılığı, yüksek risk ve yatırım gerektiren bir çalışmadır. Ülkeler maden aramacılığında bilimsel ve teknolojik temellere göre doğal kaynaklarını değerlendirmekten vazgeçemezler. Bilimsel araştırmalardan yoksun yerleşim ve sanayi tesisleri kurmanın bedelini ülkemiz bilindiği gibi çok acı kayıplar vererek ödemiştir. Ayrıca yeraltı zenginlikleri bir ülkenin kalkınmasında en önemli etkendir.

Ülkemizde tüm bu işleri yapacak olan tek kurum “MADEN TETKİK ARAMA GENEL MÜDÜRLÜĞÜ” dür. 1980’li yıllardan itibaren uygulanan kamu kurumlarını tasfiyeye yönelik liberal politikalar sonucu MTA Genel Müdürlüğü de işlevini bilimsel ve teknolojik temeller üzerinde sürdürmesi gerekirken, AKP iktidarı ile birlikte, kuruluş yıllarındaki işlevini bile yerine getiremez hale düşürülüp, kurumun araştırmaya yönelik yapısal durumu bozulmuştur.

Ancak MTA, hiçbir dönemde son 5 yıldaki kadar böylesine liyakatsiz yöneticiler tarafından yönetilmemiştir…

Bilimsel ve mesleki liyakatin yerle bir edildiği, kamu yararının bir tarafa atılarak tamamen piyasacı bir anlayış ile bilimsel etüt ve analizlerden uzak, alanında yetkin kurum çalışanlarının görüşleri dikkate alınmayarak, yukardan, baskıcı bir tarz ile “ ben ne istersem o olur anlayışı” hakim kılınmıştır.

2016 yılına kadar bir aile kültürüne sahip MTA’da görülmedik şekilde mobbing uygulanmış, personel baskı altına alınmaya çalışılmış, haksız soruşturmalar açılmış, işleyişe eleştirisel yaklaşan personel bölge ve başka dairelere sürülmüş, sürüldüğü günün bir gün sonrasında herhangi bir eğitim ve bilgi verilmeksizin görev emri ile araziye gönderilerek hiç tecrübesi olmadığı işlerde görevlendirilmiştir.

Personelin ruhsal-bedensel sağlıkları ve ailevi durumları göz ardı edilerek uzun süreli gezi emri uzatmalarına maruz bırakılmıştır. Arazide ihtiyaç olmadığı halde ceza amaçlı gönderilen personele ödenen harcırah, yol giderleri, otel ve yemek masrafları da maalesef devletin kasasından çıkmıştır.

Arazi personeli olarak çalışanlar arasında ayrımcılık yapılarak sondaj kamplarında eşit süreli görev verilmemiş, kimi personel yıllarca görev verilmeksizin bekletilirken kimi de yılda 250 günün üzerinde arazi şartlarında çalıştırılmış, arazi tehdidi ile personel yıllık izinlerini dahi kullanamadan emekliliğe zorlanmıştır.

Pandemi süresince birçok arazi kampı açık tutulmaya devam edilmiş, pandemi sonrası 28 Mayıs Cumhurbaşkanlığı Genelgesine rağmen aykırı olarak 60 yaş üstü çalışanlara yaklaşık üç hafta sonra izin verilmiş ve 12.08.2020 tarihinde 60 yaş üstü tekrar işe çağrılmış, kronik hastalardan bazılarına keyfi olarak izin verilmemiş, 26 Ağustos genelgesine rağmen esnek çalışmaya 4 ay 10 gün sonra geçilmiş, yaşanan vakalar ve filyasyon konusunda hiçbir önlem alınmamış, çalışanlar vakalar ve filyasyon hakkında bilgilendirilmemiş, tüm çalışanlar ve arazi çalışanlarının hayatı hiçe sayılmış, karantina altına alınması gereken çalışanlar arazide de görevlendirilmiş ve hatta gereken hassasiyetin gösterilmesi için uyarıda bulunan, sendikamız yöneticisi hakkında disiplin soruşturması başlatılmış ve ceza verilmiştir.

Unutulmamalıdır ki, sağlık en değerli insan hakkıdır.

Bardağı taşıran son damla ise geçtiğimiz hafta Genel Müdürün, Tabiat müzesi ziyareti esnasında çalışan arkadaşlarımızın kendisini karşılamadıklarını söyleyerek tüm müze çalışanlarını ceza olarak odalarından indirmesi, müzenin içindeki dar bir alana masalar koydurup günlerce koridorlarda oturtması, insanlık dışı bir uygulamadır daha net bir ifade ile mobbing ve kamu emekçilerini aşağılamaktır…

MTA kültüründe olmayan bu tür keyfi uygulamalarla çalışanları bezdiren Genel Müdür Cengiz ERDEM, Cuma gecesi yayınlanan kararname ile görevinden alınmıştır. Aslında “GEÇ BİLE KALINMIŞTIR”

Görevden alınma gerekçeleri halen net bir şekilde kamuoyuyla paylaşılmamıştır.

Şimdi soruyoruz…

Genel Müdür’ün değişmesi yeterli midir?

Tüm bu hukuksuzlukları uygulayan diğer üst düzey yöneticilerin hiç mi suçu yok?

Onlar görevlerine hiçbir şey olmamış gibi devam mı edecekler?

Tüm bu keyfi idari uygulamalar dışında teknik olarak;

MTA Genel Müdürlüğü 2019 faaliyet raporunda, MTA’nın kurulduğu 1935’den 2019’a kadar gerçekleştirdiği 9,5 milyon metre sondajın 3,5 milyon metresini son üç yılda yaptığı ifade edilmiştir. Burada karşılaştırılması gereken metraj değil 82 yılda yapılan 6 milyon metre sondaj ile ne kadar doğal kaynağın işletmeye alındığı ve buna bağlı olarak kaç santral ve fabrika kurulduğu ile son üç yılda yapılan 3,5 milyon metre sondaj ile bugüne kadar kaç maden sahasının ve jeotermal elektrik santralinin işletmeye alındığıdır.

Bu süreç içerisinde MTA Genel Müdürü Cengiz ERDEM, Daire Başkanlarını, Proje Başkanlarını ve Kamp Şeflerini, birilerine şirin görünmek adına bu fazla metraj için zorlamış mıdır?

Çalışmaların, bilim ve teknolojiye uygun ve ekonomik yapılıp yapılmadığı araştırılmalıdır.

Bilimsel araştırma yöntemleri uygulanmamış verimsiz sondaj çalışmaları derhal durdurulmalıdır.

Ülkemiz için stratejik önem arz eden madenler belirlenerek bilimsel araştırma çalışmaları bu madenlerin ekonomik olarak üretimi üzerine yoğunlaştırılmalıdır.

Arazi baskısı ile zorla emekli ettirilen personelin talep etmesi durumunda tekrar eski dairesinde yürüttüğü işlerine dönmesi sağlanmalıdır.

Bu yönetim döneminde açılan soruşturmalar, hukuken tekrar gözden geçirilmeli gerekirse durdurulmalı ve verilen cezalar kaldırılmalıdır.

Bilgi birikimi ve deneyim bakımından yeterlilik aranmalı, her kademedeki yöneticilerin atanmasında siyasi tercihten vazgeçilmelidir.

Kuruluş ilkeleri ve MTA gelenekleriyle hiçbir ilgisi olmayan yönetim anlayışları ile çalışanlar aleyhine ve kurumun tasfiyesine yönelik olan uygulamalar derhal sonlandırılmalıdır.

Geçmişinde üretmiş olduğu çok sayıda arama ve araştırma projeleri ile gerek dünya gerekse ülke bilimsel kamuoyunda seçkin bir yer edinmiş olan MTA, hak ettiği saygın konuma tekrar getirilmelidir.

Çalışanlardan ve üyelerimizden aldığımız güçle, mücadele geleneği, bilgi, birikim ve deneyimlerimizle ülkemiz için çok önemli bir kuruluş olan MTA Genel Müdürlüğünde gelişen her olayı kamu yararı doğrultusunda izleyerek, yanlış ve haksız uygulamaların takipçisi olacağız.

Yalnızca MTA Genel Müdürünün görevden alınması yetmez, İdari veya teknik olsun tüm yöneticilerin görevleri süresince yaptıkları tüm faaliyetlerin takipçisi olmaya devam edeceğiz. Hukuk önünde hesabını soracağız…

 

ESM MERKEZ YÖNETİM KURULU

03.02.2021

                                                                                                                                                                                                            

 

 

 

 

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir