Görüyorsun işte küçük adamları Köhnemiş silahlarıyla saldıran sana
Kimi tutsak düşmüş kendi dünyasına
Kimisi düpedüz halk düşmanı
Diren öyleyse, diren, yılma
Yürüt daha bir inatla kavganı
Babeuf’u hatırla, Nazım Hikmet’i
Bir umut ateşi gibi parlayan zindanlarda
Hatırla Danko’nun tutuşan kalbini
Karanlıklari yırtmak arzusuyla
Ve faşizme karşı, zulme, zorbalığa
Düşün acılar içinde vuruşan kardeşleri
Elbette vardır bir diyeceği, bir haberi
Dağlar dilsizdir yalçındır
Ama gün gelir bir diyeceği olur onların da
Ve dağlar, ıssız tarlalar başladı mı konuşmaya
Susmazlar bir daha, söz artık onlarındır
Kötü şey uzakta olmak
Dostlarından, sevdiğin kadından
Yasaklanmak bütün yaşantılara
Seni tamamlayan, arındıran
Ama bir devrimciyi hakli kılan
Biraz da acılardır unutma
Yıkılma sakın geçerken günler
Yaralayarak gençliğini
Onurlu, güzel geleceklerin
Biziz habercileri düşün ki
Ve halkın bağrında bir inci gibi
Büyüyüp gelişmektedir zafer.
Ataol BEHRAMOĞLU
10 Ekim 2015’te Ankara Tren Garı önünde “Emek, Barış ve Demokrasi” için buluşan on binlerce yurttaşımız, gerici karanlığın hedefi oldu. Hiçbir engele takılmaksızın, ellerini kollarını sallayarak 102 canı aramızdan aldılar. Yüzlerce yurttaşımız bu saldırıda yaralandı, bazılarının tedavisi hâlâ sürüyor.
Gar katliamında yaralanan sendikamız üyeleri Cihan ANDIÇ ve İlyas KAYA’nın tedavi süreçlerinde her zaman yanlarında olduk ve olmaya devam edeceğiz. Gazi Üniversitesi Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Merkezinde tedavisi devam eden Cihan ve Diyarbakır’da tedavisi devam eden İlyas arkadaşımıza, göstermiş oldukları onurlu mücadele için teşekkür etmek amacıyla onur plaketi verilmiştir.
10 Ekim Ankara Tren Garı Katliamını asla unutmayacağız. Emek, barış ve demokrasi talebini dile getirdikleri için yaşamlarını yitiren ve yaralanan arkadaşlarımızın mücadelesini sahipsiz bırakmayacağız. Bu saldırının arkasındaki gerçek faillerin yargılanması, adaletin yerini bulması için mücadele etmeye devam edeceğiz.