17 Ekim 2017 tarihinde Şırnak’ta asfaltit (katılaşmış petrol) madeninde meydana gelen iş kazasında 7 kişi yaşamını yitirmiş 2 kişi de yaralanmıştır.
Bu olayın adını iyi ve net koymak gerekir.
Bu olay bir iş kazası mıdır ? Bir iş cinayeti midir? Kader midir ? Takdiri ilahi midir ?
İş cinayeti ise sorumlular kimlerdir ?
Göçük olan ocak, bir açık işletmedir. Açık işletme çukurunda geçen kış aylarından itibaren ciddi miktarda su birikmiş olup tabakaların gevşemesine neden olmuştur. Bu durum çalışmayı güçleştirmektedir. Emniyet ve iş güvenliği açısından zorunlu olan basamak çalışmaları yapılmadığı için her an göçük ihtimali yüksektir. Sahada hiçbir mühendislik çalışması yapılmamıştır. Yani yapılan üretimin mühendislikle, bilimle hiç bir alakası yoktur.
Söz konusu sahanın ruhsatı bir kamu kurumu olan TKİ’ye aittir. TKİ, bu sahayı rödevans usulü ile 3 ayrı şirketin birlikte kurduğu bir ortaklığa kiralamıştır. Muhtemelen bu grup, söz konusu sahayı alt taşeronlara işlettirerek üretim yapacaktır. Rödevansla sahayı kiralayan şirketin henüz üretime başlamadığı bilgisi alınmıştır. Yani göçük olayının başka birilerinin üretim yaptığı bir durumda meydana geldiği söylenmektedir. Bu konuda gerçek ve doğru bilgiyi ilgili kamu kurumlarının yetkilileri vermek durumundadır.
Yaşanan kazadan sonra Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı kömür ocağının ruhsatsız olduğunu açıkladı. Bakanlığın açıklamasında şu ifadelere yer verilmiştir:
“Şırnak’ta meydana gelen kazanın olduğu maden sahası, işletme ve iş güvenliği riski barındırdığı için MİGEM tarafından 2013 yılında faaliyete durdurulmuş bir sahadır. Kazanın meydana geldiği saha için MİGEM tarafından verilmiş çalışma ruhsatı söz konusu değildir. Yapılan işlem kaçak işlemdir.
– Hukuk devletinde kaçak ocak diye bir kavram olabilir mi ?
– Kaçak üretim yapanların siyasetle ilgisi, siyasilerle yakınlığı var mıdır ?
– Kaçak ocak olunca; devlet denetim yapmayacak ama ölümlü kaza olduğunda iş kazası sayılıp, müfettiş gönderecek. Bu örnek, Zonguldak havzasında da sıklıkla görülmektedir.
Çalışma Bakanlığı denetim yapmıyor. Çünkü kayıtlı bir işyeri yok. Dolayısıyla çalışan işçi de yok.
Enerji Bakanlığı denetim yapmıyor. Çünkü ruhsatı yok. Görünürde maden sahası da yok.
Ama üretilen kömür bir şekilde devlete satılıyor, piyasaya sürülüyor. O kadar çalışanı, iş makinası parkı olan bir ocakta üretimin az olması beklenemez. 3-5 köylünün açtığı galeriden ihtiyacı olan kışlık ihtiyacı için çıkarılan kaçak kömürden bahsetmiyoruz. Kaçak maden değil bu. Birilerinin görüldüğü, yetkililerin ise görmediği maden ocağı.
Sonuçta yetimin hakkını yiyenler yetim bırakmaya devam ediyor.
Bölgede yaşanan yoğun işsizlik ve yoksulluk nedeniyle, yöredeki gençler çok düşük ücretler karşılığında ilkel koşullarda yerin metrelerce altında çalışmak zorunda bırakılmaktadır. Kaçak olarak adlandırılan fakat herkesin bilgisi dahilinde olan ölüm kuyularında hiç bir sosyal güvencesi olmayan gençlerimiz bile bile ölüme gönderilmektedir. Hiç bir kurum, sorumluluğu başkalarına atmamalıdır.
Tüm bu değerlendirmeler ışığında yaşanan bu olay; göz göre göre gelen, göz yumulan bir faciadır, bir iş cinayetidir. Sorumluları da her türlü uyarıya rağmen insan hayatını hiçe sayan politikaları uygulayan ve denetim yapmayan devlet yetkilileridir. Üretimin her alanının ve kamusal denetimin özelleştirildiği bir ortamda iş cinayetleri artmaya devam edecektir.
ESM olarak bu olayın takipçisi olacağımızı kamuoyuna bildiririz…
ESM-MYK