BASIN AÇIKLAMALARIGENEL MERKEZ AÇIKLAMALARIHABERLERŞUBE HABERLERİUncategorized

ŞEKER FABRİKALARI HALKINDIR SATILAMAZ!

ŞEKER FABRİKALARI HALKINDIR SATILAMAZ!

Kamunun Son Kaleleri de Satışa Sunuldu!

İlk fabrikası 1926 yılında açılan, Cumhuriyet tarihinin ilk fabrikalarını bünyesinde barındıran Türkiye Şeker Fabrikalarına ait 14 fabrika satışa çıktı. Daha önce de Türkşeker’in, özelleştirmeye hazırlanmak amacıyla 2000 yılında özelleştirme kapsamına, 2008’de ise özelleştirme programına alınmıştı. Cumhuriyete ve halka ait olan kamu malı; Bor, Çorum, Kırşehir, Yozgat, Erzincan, Erzurum, Ilgın, Kastamonu, Turhal, Afyonkarahisar, Alpullu, Elbistan, Muş ve Burdur şeker fabrikalarının satışının yasal olarak önü açıldı.

Ulusal kurtuluş savaşını kazanarak çıkan ülkemiz ekonomik buhrana rağmen ayakta durabilmesinin temel taşları bu fabrikalardı. İşte bu fabrikalarımız sadece yerli üretimin değil, uluslararası sermayeye bağımlılıktan kurtuluşun da sembolleriydi. Şeker fabrikalarının özelleştirilmesi demek, tekrar ülkemizin uluslararası tekellerin politikalarına bağımlı olması anlamına geliyor.

Maliye Bakanı, TBMM’de şeker fabrikalarının özelleştirilmesiyle ilgili yaptığı konuşmada;  “Şeker fabrikalarını ziyaret ettiğini, sadece idari binalarına girmeyip bütün üretim aşamalarını gördüğünü, işçi ve üreticilerle bir araya geldiğini belirterek, ilk andan itibaren sektörün bütün taraflarıyla açık yürekli ve samimi toplantılar yaptıklarını dile getirdi.” Farklı özelleştirme modellerinden hangisini uygulayacakları konusunda uzun zamandır gayret sarf ettiklerini söyleyen Maliye Bakanı, kendilerine “Anahtarı bize verin gerisine karışmayın.” şeklinde öneriler geldiğini aktardı.

Sayın Maliye Bakanından kimlerle görüştüğünü daha açık yüreklilikle açıklamaya davet ediyoruz. “Anahtarı bize verin gerisine karışmayın.” sözünü söyleyenlerle ne konuşma ne de halka ait kamunun mallarını bu kişilere devredemezsiniz. Bu durum açıkça suçtur. Birilerine peşkeş çekeceğiniz fabrikalar babanızın malı bile olsa diğer kardeşler itiraz eder. Kendinizin olsa çocuklarınız itiraz eder. Bu fabrikalar halkındır. Bir an önce alınan karardan dönmeye davet ediyoruz. Bu ülkemize verilecek en büyük zarardır.

Daha önce özelleştirme sürecini yargı kararı ile durdurulan fabrikalar için Sayıştay’ın yapmış olduğu tespitte; “Türk Şeker’in özelleştirilmesi sadece fabrika satışlarından ibaret değildir. Bu sektörde çok sayıda kesimin varlığını sürdürdüğü organize bir ekonomik yapılanma söz konusudur. Hatalı uygulamalardan sadece bir kesimin değil birbirine zincirleme bağlı olan birçok kesimin olumsuz etkileneceğini söylemek mümkündür. Bu sektörde daha önce yapılan özelleştirme uygulamalarının hatalı sonuçları daha yeni yeni sektöre yansımaktadır” denilmektedir.

Bütün bu gelişmeler; nişasta bazlı şeker (NBŞ) olarak bilinen ve insan vücudunun hiçbir şekilde kabul edemediği, çoğunlukla genetiği değiştirilmiş mısır kullanılarak üretilen ve ‘canavar şeker’ olarak bilinen sanayi tipi bir şekerin önünü açmaya yarayacaktır. Nişasta bazlı şeker kronik hastalıklara neden olabilmektedir. Nişasta bazlı şeker/mısır şurubunun tüketimi Fransa, Hollanda, Avusturya, İrlanda, İsveç, Yunanistan, Portekiz, Slovenya, Danimarka ve İngiltere‘de yasak. Avrupa‘da kişi başına NBŞ tüketimi 1-1,5 kg civarındayken bizde 6,5 kg civarında. Nişasta bazlı şeker/mısır şurubunun tüketimi ülkemizde derhal yasaklanmalıdır. Bu özelleşme durmaz ve Nişasta bazlı şeker yasaklanmazsa, tarımımız ve sanayimiz; küresel sermayenin etkisi altında hiç kurtulamayacak bir vaziyetle yaşayacaktır. Ayrıca şeker ithalatı genişleyecek ve kotalı üretim yapan çiftçimizi de zora sokacaktır. 

Kamu Şeker Fabrikalarının özelleşme sonunda şeker fabrikalarının çoğunun kapanacağı ve oluşan üretim açığının mısır şurubu yani NBŞ ile dolduracağı üzerine planlamalar programlar yapmaktadırlar.

Şeker fabrikalarının özelleştirilmesinden ülke tarımı ve ekonomisi büyük bir darbe yiyecek. Bölgemizde şeker pancarı üretiminde söz sahibi olan Türkiye, özelleştirmelerin ardından bu üstünlüğünü kaybederek, şekerde de ithalatçı duruma gelecek.

AKP iktidarı döneminde satılan kamu varlıkları şöyle; 94 kuruluşta bulunan kamu payları (halka arz ve İMKB’de hisse satışı yoluyla), 10 liman, 81 elektrik santrali, 40 Tesis/işletme, 3 bin 483 taşınmaz, 3 gemi, 36 maden Sahası, Araç Muayene Hizmetleri (TÜVTÜRK). Toplamda özelleştirmeden 15 yılda toplam 59 milyar 558 milyon 225 bin dolar gelir edildi.

Satış sonrası pancar üretiminin azalmasına bağlı olarak melas ve küspe eksikliği ile hayvancılık sektörünü de olumsuz etkileyecektir. Türkiye Şeker Fabrikaları A.Ş. 2014’de de 8 ildeki 20 tarla, bina ve lojman gibi taşınmazını satışa çıkarmıştı. Tekel fabrikasında da 5 yıl çalıştırılma şartı konmuş; ama 1 yıl zor dayanmıştı. Buradan hatırlatıyoruz.

İlginç olan kamunun şeker fabrikaları içinde kar oranı en yüksek olanlar satılıyor. Şeker pancarı işletmeciliği ile şeker üretimi birbirine bağlıdır. Şeker fabrikaları çok amaçlı tesislerdir. Bunları alanlar bir süre sonra kapatırsa, bölgedeki pancar üreticileri, hayvan yetiştiricileri, her bölge ayrı ayrı ekonomisi çöker.

Ülkemizde pancar ve şeker üretimi kotaya tabi. Bu sorun halen çözülmemişken yeni sorunlara yol açacak girişimlerde bulunulmaktadır.

Ülkemizin en stratejik kurumlarının başında gelen şeker fabrikaları toplum sağlığının yanında üretici ve sanayi ilişkisi direkt halkımızı ilgilendirmektedir. Dünyanın en liberal ülkelerinde dahi kamu bu sektörden çekilmezken bizim konuyu tekrar tekrar düşünmemiz gerekiyor.

ESM Sendikası olarak; örgütlü olduğumuz işkollarındaki önce çalışanlarımızın hakları sonra halkımızın direk olarak sağlığını ve yaşam kalitesini değiştirilecek uygulama için son görevimizi ve uyarımızı buradan yapıyoruz.

İşçinin, emekçinin, yoksul köylünün alın teri ile ayakta duran bu kurumlar, acımasızca talan edilerek yerli ve yabancı sermayedarların eline bırakılmaktadır.

 

Biz tüm özelleştirilmiş işyerlerinin kamu işletmeleri haline dönmesini beklerken üzülerek söylüyoruz ki kamu elindeki kurumlar da satılıyor.

 

Herkesi, dün olduğu gibi bugünde halkımızın ve ülkemizin çıkarlarına aykırı tüm işlemlere karşı mücadeleye sahip çıkmaya davet ediyoruz.

 

Söz, yetki, karar emekçilerin olmalıdır.

 

Yaşasın KESK 

Yaşasın ESM

 

 

                                          ESM Genel Merkezi

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir