GÜNDEM:
1. Sendikal ve siyasal sürecin değerlendirilmesi
2. Örgütlenme çalışmaları
3. Önümüzdeki sürecin değerlendirilmesi
AKP iktidarı; etnik, mezhepsel, mesleksel, sınıfsal tüm kesimleri tektipleştirmek, kendine yandaş kılmak, hakim ideolojinin dümen suyuna sokmak, ehlileştirmek, muhalif olanlara şiddet uygulama, gözaltına alma faaliyetlerini çok yönlü sürdürmektedir.AKP demokrasi adına ezilen kesimlerin taleplerine duyarlılığını göstermek için yaptığı açılımlarda samimi olmadığı ve ezilen, muhalif kesimlere kendi çözümlerini dayatmadan öteye gitmediği görülmüştür. Bu açılımlardan beklentileri boşa çıkartmıştır.
Açılımla çözüm aranan Kürt sorunu parti kapatmalar ve gözaltılarla yeni bir boyuta evrilmiştir. Milliyetçi şoven histeri derinleşmiş ve bir arada yaşam koşulları zayıflatılmıştır. Bu sorunun çözümü demokratik barışçıl ortamda emekçilerin talepleriyle ortaklaşmayla mümkündür.
Dünyada ve ülkemizde yaşanan krizin faturası emekçilere ve geniş halk kesimlerine çıkartılırken AKP, özelleştirme uygulamalarına hız vermiştir.
Bir yandan kriz gerekçe gösterilerek işsizlik artmakta, zamlar dayatılmakta, diğer yandan özelleştirmelerle, taşeronlaştırmalarla kamusal alanın serbestleştirildiği ve güvencesiz çalışmanın dayatıldığı bir süreç yaşanıyor.
Özelleştirme ve taşeronlaştırmalara kararlı karşı duruş gösterilmeli ve toplumsallaşan bir mücadele sürdürülmelidir. Konfederasyonlar bu konuda ortaklaşmalıdırlar.
AKP bir yandan kendi yandaş örgütlerini kadrolaşmalarla, iktidar nimetleriyle büyütürken bir yandan da işgüvencesiz, sosyal güvencesiz ve örgütsüz bir çalışma hayatı hedeflemektedir.
Ortaklaşan 6 emek konfederasyonu ve etrafında yaratılan ortaklaşma önemli bir adımdır. Ancak süreci zamana yayan, oyalayıcı tutumlardan kaçınılması, daha etkileyici ve sürekliliği olan eylem kararlarının alınabilmesi için KESK daha etkin ve dayatmacı olması gerekmektedir.
25 Kasım grevi işkollarımızda farklı statüde çalışanlar olması nedeniyle hayatı durduramamıştır. Ancak örgütlü gücümüzle etkin katılım olduğu, kamuoyunda olumlu yansıması olduğu tespit edilmiştir.
Ancak 6 konfederasyon imza atmasına rağmen 4 Şubat grevi ise daha zayıf geçmiştir. En önemli sebebi zamanın kısa olması ve görüşmelerle eylemin sönümlenmesi taktiği etki etmesiydi.
TEKEL işçilerinin yürüttükleri mücadele, ortaya koydukları direniş güvenceli çalışma hayatı için dönüm noktasıdır. Bu mücadele 4/c’yi ortadan kaldıramazsa tüm çalışma hayatı sözleşmeli olacaktır. 4/c dayatmasını bu açıdan bütün çalışma hayatını kapsayacak biçimde algılamalıyız.
ESM, bu eylemde tüm örgütlü yapısıyla dayanışmayı öncelleyen ve alınan eylem kararlarına hassasiyetle hayata geçirme kararlılığını ortaya koymuştur.
TEKEL işçilerinin müdahale edileceği söylenen ihbar süresinin dolduğu gün Kızılay’a kitlesel yığınak yapılmalı, her ilde merkezi alanlarda da aynı hassasiyetle kitlesel toplanılarak olası müdahalede destek sunulmalıdır.
İşyerlerinde sendikamıza ve konfederasyonumuza güven vardır. Ancak üye olmaları konusunda çalışanlar uzak durmaktadır. Bu da idarenin baskısı, iktidara yakın kişi ve örgütlerin baskısı, çok farklı bireysel menfaatlerin iktidar yanlısı sendika tarafından vaat edilmesi vb. çok farklı nedeni vardır.
Örgütlenme konusunda yetkili olduğumuz kurumlarda ve yetki alacağımız kurumlarda daha programlı ve yoğun bir çalışma hedeflenmelidir. Örgütlenmede katkı koyabilecek yöneticiler dışında kadrolardan yararlanmayı önüne koyan bir program MYK’ca çıkarılmalıdır.
Özelleştirmeler sonrası işkolumuzda çalışan sayılarında azalma olması nedeniyle şube üye sayılarımız azalmaktadır. İşkolumuzda çok sayıda taşeron ve güvencesiz çalışan istihdam edilmektedir. Bu durum ESM için olduğu kadar birçok sendika için benzerdir.
Gerek ESM gerekse KESK olarak örgütlenme formatımız, işkollarının yeniden belirlenmesi, diğer çalışanların durumu vb. birçok konuda tartışma süreci işletilerek genel kurullar bu ihtiyaca göre işletilmelidir.
İnternet ve mesaj sisteminden yararlanılarak bilgilendirme yapılması için gerekli alt yapı oluşturulmalıdır.
4/b, 4/c statüsündeki çalışanların haklarını açıklayan bir broşür hazırlanmalıdır.
Çay Kurumu ile Çay İşletmeleri de özelleştirme sürecine girmiştir. Bu konuda ilgili kurumlarla merkezi ve yerel ortak faaliyetler sürdürülmelidir.
Öğleden sonraki oturumda Sendikamızın önünü açacak kararların alınmasını gerektiren Gündemin 2. ve 3. maddeleri suni gündem yaratılarak GTK’da tartışılması engellenmiş, bu konuda kararlar alınamamıştır.