
BirGün’de üç gün önce Kütahya Dulkadir köyünde kullandıkları siyanürlü sudan zehirlendikleri iddiasıyla ve baş ağrısı, mide bulantısı, ishal şikayetleriyle hastaneye kaldırılarak taburcu edilenlerin durumunu yazmıştık. Haberde, Sağlık Bakanlığı’nın hastaneye kaldırılan 7 kişinin kan ve idrar tahlillerinde siyanür zehirlenmesine ait herhangi bir bulguya rastlanmadığı bilgisine de yer verilmişti.
Zehirlenen kişilerden biri olan Mehmet Özer ise 2. günün sonunda hastaneden ayrılırken bir doktorun kendilerine 7 kişiden 4’ünün kanında siyanür çıktığını söylediğini belirtmişti. Bu çelişen durum üzerine Sağlık Bakanlığı Temel Sağlık Hizmetleri Genel Müdürü Dr. Seracettin Çom gazetemizi aradı.
TOKSİKOLOJİ UZMANLARI DA MUAYENE ETTİ
Çom, “Bu kişilerin kanında kesinlikle siyanür çıkmamıştır. Vatandaşlarımız bir paniğe kapılarak, siyanürden zehirlenmiş olabilir miyiz endişesiyle hastaneye geldiler. Bu nedenle hastanede kendilerine tedbir amaçlı antidot verildi. Kendilerini toksikoloji uzmanı 3 kişi de ayrıca muayene etti. Siyanür ve ağır metal bulgularına onlar da rastlamadılar. Yoksa hastalar taburcu edilemezlerdi. Gelenlerin sadece ikisinde şikayetler vardı. Diğerlerinin bir şeyi yoktu. Kanlarındaki siyanür değeri negatif çıktı. Bunu Sağlık Bakanlığı yazılı açıklamayla duyurdu. Bu bilgi kirliliğine bir son verilsin” dedi.
Çom’a köylülerin şikayetlerinin “psikolojik” olmuş olabileceğini dile getirdi.
Kütahya İl Sağlık Müdürü Dr. Kamil Türkmen de “Kütahya Devlet Hastanesi başhekimiyle de görüştüğünü belirterek, “Doktorlar hastalara siyanür anlamında hiçbir şey dememiş” dedi.
MEHMET ÖZER: KANIMIZDA BİR ŞEY VAR
Bakanlık yetkililerinin verdikleri bilgileri, doktoru yanlış mı anladınız diye bir kez daha Mehmet Özer’e sorduk. Özer, sözlerinde ısrarcıydı:
“Kesinlikle doktor bize taburcu olurken 7 kişiden dördünde siyanür çıktı dedi. Yok diyorlar; o zaman niye tahlilleri tekrar tekrar yapıyorlar? Küçük oğlum Fatih’ten iki gün sonra tahlil istediler. Kütahya’da lise okuyan Veli’den (20) hiç tahlil istemediler. Demek ki kanında bir şey yok oğlumun… Bizim kanımızdaysa mutlak bir şey var. Kimse yok diyemez. Büyük devlet adamlarının bu şirketle ortak olduğunu düşünüyorum. Bir köyün canıyla oynadılar ama devlet, üretimi üç beş gün durdurtup şirkete tepkisini gösteremedi” dedi.
SORUMLUSU KİM OLACAK?
Şu anda iyi olduklarını söyleyen Özer, “İleride siyanür belirtileri, hastalıklar ortaya çıkarsa sorumlusu kim olacak? Bunu harfiyen yazın. Başbakan mı, vali mi, sağlık bakanı mı? Köyümüzde en son üç kadın akciğer kanserinden öldü. Belki de bu havayı soludukları için öldüler” diye konuştu.
Solunum yoluyla zehirlenme olabilir
Dr. Tülay Renklidağ ve Dr. Asude Gökmen Karaman’ın bilimsel makalesinde siyanür zehirlenmesinin aslen ağızdan alınan siyanür içerikli maddelerle gerçekleştiği söyleniyor. Bunun dışında solunum ve deriden emilim yoluyla da zehirlenme olabilir. Sıvı hidrojen siyanür deriden çabuk emilirken gaz formu yavaş emilir. Solunum yoluyla zehirlenme ise en tehlikeli olanıdır. Hafif zehirlenmelerde belirtiler, kuvvetsizlik, baş ağrısı, baş dönmesi, bulantı ve kusmadır. (20 Haziran 2011 ŞULE YILDIRIM Birgün)