AKP iktidarı enerji alanındaki yanlış politikalarına bir yenisini daha ekleyerek; 12.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6353 sayılı torba yasa ile, 1979 yılında 2172 sayılı yasayla devletleştirilen, daha sonra 1983 yılında 2840 sayılı yasa ile devlet tarafından işletilecek madenler kapsamına alınan ve TKİ Genel Müdürlüğü bünyesine verilen; Muğla (Yatağan-Turgut-Milas-Ören), Ankara (Nallıhan-Çayırhan), Sivas (Kangal),Konya (Ilgın), Çanakkale (Çan), Manisa (Soma), Bursa (Orhaneli-Keles),Bingöl (Karlıova), Bolu (Göynük), Çorum (Osmancık-Dodurga) linyit sahalarının 04.06.1985 tarihli ve 3213 sayılı Maden Kanununa 12.07.2012 tarihinde eklenen Geçici madde ile “2840 sayılı Kanuna ekli listedeki linyit ruhsatları ile daha sonra bu sahalarla birleştirilmek suretiyle 2840 sayılı Kanun kapsamına dahil olan linyit sahaları, 24/11/1994 tarihli ve 4046 sayılı Özelleştirme Uygulamaları Hakkında Kanuna göre Özelleştirme İdaresi Başkanlığı tarafından özelleştirilir.” denilerek özelleştirilmenin önü açılmıştır.
Bu yasa ile tartışmasız ki, termik santrallere kömür sağlayan linyit sahaları da özelleştirilecektir. Bu özelleştirmeler; ülkemizin enerjide dışa bağımlılığını arttıracak, yerli enerji kaynağımız olan linyit madenlerini, yerli ve yabancı sermaye tekellerine açacak, enerji maliyetlerini yukarı çekecek ve halkın elektriği daha pahalı kullanması sonucunu doğuracaktır. Aynı zamanda; linyit madenlerinin özelleştirilmesi, yeraltı kaynaklarımızın talan edilmesine neden olacaktır.
Ayrıca özelleştirilen linyit sahalarında taşeronlaşmanın önü açılacak, bu da iş sağlığı ve iş güvenliğini zafiyete uğratacak ve iş kazalarının artmasına neden olacaktır.
Termik santrallere kömür sağlayan linyit madenlerinin özelleştirilmesi, ülkemizin enerji sorununun çözümüne herhangi bir katkı sağlamayacağı gibi aksine enerjide dışa bağımlılığı arttırarak sorunların büyümesine ve çıkmaza girmesine neden olacaktır.
Bu özelleştirme ile özel sektör tarafından yapılacak sermaye yatırımı yeni bir endüstriyel tesis ortaya çıkarmayacağı gibi, üretim ve istihdam üzerinde de olumlu hiçbir etkisi olmayacaktır.
Oysaki madencilik sektörü ağır ve tehlikeli işler statüsünde olması nedeniyle, kalifiye eleman ve iş güvenliği açısından özel koşullar gerektirmektedir. Bu alanların özelleştirilmesiyle birlikte, iş güvencesi olmayan, düşük ücretle çalışan, emeği sömürülen, örgütsüz, sendikasız, köle profili oluşturulacaktır.
Özelleştirilen sahalarda çalışacak işçiler, özel sektörün işi ucuza mal etme kaygısı yüzünden, büyük tehlikelerle karşı karşıya bırakılacaktır. Santrallerde özelleştirmenin ilk adımını Kütahya Seyitömer linyit kömür sahalarının EÜAŞ’ a devri ile atmaya başladılar. Seyitömer Santrali bu yıl ihaleye çıkacak, peşinden sıra diğer santrallere gelecektir.
Özelleştirme İdaresi Başkanlığı, Boğaziçi Elektrik (İstanbul Avrupa yakası) Gediz Elektrik (İzmir-Manisa) Akdeniz Elektrik (Antalya-Burdur-Isparta) elektrik dağıtım bölgelerinin özelleştirilmesi için ilana çıktı.
Boğaziçi ve Gediz elektrik dağıtım bölgelerinin önceki özelleştirme ihalesi Ağustos 2010, Akdeniz elektrik dağıtım bölgesinin ise Aralık 2010’da gerçekleşmişti.
Ancak, ihale tarihinde oluşan fiyatlar, katılımcı firmalar tarafından yüksek bulunmuş, yatırımcılar fizibilitelerin üstünde yapılan teklifler, global ekonomik konjonktür ve finansman bulmada yaşanan sıkıntılar gibi nedenlerle işletme hakkını devralmamıştı.
Görünen o ki, elektrik dağıtım işletmeleri, patronların istediği şekilde satışa sunulacaktır. Kamu kuruluşu daha çok zarara uğratılacak, tüketiciye ise elektrik faturası katlanarak gönderilecektir.
Torba yasanın içinden çıkan; Başkent Doğalgaz’ın blok satış yöntemiyle özelleştirilmesi, satıştan gelen gelirlerden, Özelleştirme İdaresi Başkanlığı’nın özelleştirme giderleri düşülecek, Belediyenin doğalgaz borçları BOTAŞ’a ödenecektir. Başkent Doğalgaz, BOTAŞ’a ve Hazineye olan borçlardan dolayı özelleşiyor. Doğalgazın özelleştirilmesi, halkın cebindeki paranın yanması demektir.
Enerji üretiminde yanlış ve özelleştirmeci politikalardan bir an önce vazgeçilmeli ve yerli kaynaklara dayalı enerji üretimine uygun kamusal politikalar izlenmelidir.
Her özelleştirmede olduğu gibi; linyit madenlerinin ve termik santrallerin özelleştirilmesi de, gerek ülke gerçekleri ve çıkarlarıyla bağdaşmayacak, gerekse, ucuz, kaliteli, sürekli enerjinin elde edilmesini sağlamayacaktır. Çünkü; geçmiş özelleştirme deneyimleri bize göstermektedir ki, özelleştirme uygulamaları, halkın çıkarlarıyla örtüşmemektedir. Yoksullaşan halkın, giderek pahalılaşan elektriği ve doğalgazı kullanması imkanı kalmamıştır.
Bunun içindir ki; Enerji, Sanayi ve Maden Kamu Emekçileri Sendikası (ESM) olarak, enerji üretiminin stratejik öneme sahip olduğunu bildiğimizden dolayı, dışa bağımlı enerji politikalarına ve özelleştirmelere karşıyız. Dışa bağımlı enerji politikaları ve özelleştirmeler aynı zamanda sendikasızlaştırma-taşeronlaştırma, güvencesiz ve esnek çalışma koşullarının dayatılması demektir.
1984 yılından bu yana Anayasaya giren özelleştirme uygulamaları, binlerce kamu görevlisini işten atmış ya da ucuz ve güvencesiz ortamda çalıştırmıştır. TEKEL işçilerinin direnişi buna en iyi örnektir. Elektrik birimlerinde ve Linyit sahalarındaki özelleştirmeler, binlerce çalışanın sendikasız kalmasına neden olacaktır. Siyasal iktidar bu uygulamalar ile; hem kamu birikimlerini özel sektöre peşkeş çekmekte hem de örgütlü mücadeleyi baskı altına almayı hedeflemektedir.
Sendikamız linyit sahalarının termik santrallerle birlikte, elektrik dağıtım işletmelerinin neredeyse hibe edilerek özelleştirilmesine karsı çıkarken, enerji ihtiyacının karşılanması bakımından tek çözümün, kamusal üretim ve hizmet sunumundan geçtiğini vurguladık, vurgulamaya devam edeceğiz.
Bu konuda kamuoyu oluşturmakta ve halkımızı bilgilendirmekte kararlıyız.
Buradan siyasi iktidara bir kez daha sesleniyoruz;
Termik santrallerle, termik santrallere kömür sağlayan linyit sahalarının ve elektrik dağıtım birimlerinin özelleştirilmesinden vazgeçin. Çalışanların ve halkın taleplerine kulak verin….
MADENLER HALKINDIR SATILAMAZ
ELEKTİRİĞE DOKUNMA ŞARTER ATAR
SÖZ YETKİ KARAR ÇALISANLARA
İŞİMİZE EKMEĞİMİZE EMEĞİMİZE SAHİP ÇIKALIM
İŞ YERLERİMİZ ÇOCUKLARIMIZIN VE ÜLKEMİZİN GELECEĞİDİR.
Merkez Yönetim Kurulu