BASINA VE KAMUOYUNA
Geçtiğimiz hafta Samsun’da ki sanayici ve işadamları tarafından yapılan açıklamalarda, ETİ Bakır İşletmesi içerisinde meydana gelen 6 işçinin ölümü ile sonuçlanan kazadan sonra hukuki olarak yatırımcının sorumlu tutulmasından duydukları rahatsızlıkları ifade etmişlerdir. Bu durumun yatırımcıları tedirgin ettiğini belirterek, bu konuda bir an evvel yasal düzenlemelerin yapılmasını istemişlerdir.
Bununla da yetinmemişler kaza ile ilgili hukuki süreç ve soruşturma devam ederken hiç çekinmeden bu kazada işverenin hiçbir sorumluluğu bulunmadığını söyleyerek, hem yargıyı etkileme çabası içerinize girmişler, hem de işvereni kendilerince bir güzel aklamışlardır.
Samsun’da ki sanayici ve işadamlarımız; “işverenin işi taşerona verdiğini ayrıca onu da denetleyecek bir başka firmayla anlaşmış olduğunu söyleyerek hala bunlara rağmen işverenin üzerine gelinmesinin kendilerini de tedirgin ettiğini, bu durumun sanayici ve işadamlarını yatırım yapmaktan kaçıracağını, aç ve işsiz insanların bu durumda işsiz kalmaya devam edeceğini” ifade etmişlerdir. Ayrıca bu konuda yetkilileri ve basını uyararak sorumlu davranmaya çağırmışlardır.
6 İŞÇİNİN ÖLÜMÜNÜN ÜZERİNDEN DAHA 20 GÜN GEÇMEDEN BUNLARI SÖYLEYENLER, BU ÜLKEDE İŞ KAZALARINDA HER YIL 1500 İŞÇİNİN HAYATINI KAYBETTİĞİNİ BİLİYORLAR MI?
Evet; Samsun’da ki sanayici ve işadamları doğru söylüyorlar. Tam da onların söylediği gibi Türkiye’de çalışma hayatında artık taşeronluk sistemi denilen köle düzeni egemendir.
Asıl işverenler; işletmelerindeki tüm işleri, özellikle de iş ve işçi güvenliği açısından riskli işleri bir alt taşerona devrederek akılları sıra işçinin sorumluluğundan kurtulmaktadırlar.
İşletmelerde, yapılacak işler bir sözleşmeyle alt taşerona devredilerek aynı zamanda bu işlerde çalışan işçilerin tüm sorumluluğunu da bu taşeron firmaya devretme açıkgözlülüğü yapılmaktadır.
İşlerin devredildiği bu taşeron firmalarda ise tam bir köle düzeni hakimdir.
Taşeron firmalarda çalışan bu işçilerin önemli bir bölümü; iş ve işçi güvenliği önlemlerinin hiçe sayıldığı, fazla çalışma ücretlerinin ödenmediği, izin haklarının olmadığı kıdem tazminatlarının gasp edildiği, sendikalı olanların işten atıldığı, açlık sınırındaki asgari ücretlerle her türlü güvenceden yoksun olarak çalışıyorlar.
Bu nedenle Türkiye’de her 8 saatte ortalama 1 işçi iş kazalarında hayatını kaybediyor. Her yıl ortalama 1500 işçi, son 10 yılda 10 723 işçi bu köle düzeninde ki çalışma koşulları nedeniyle yaşamını yitirmiştir.
Bu köle düzenini savunmak, bu düzeni egemen kılmak için insanların vicdanlarının kararmış olması gerekir.
BIRAKIN VARSA SORUMLULAR HESAP VERSİN!
Bu ülkede emekçilerin hayatlarının bir kıymeti yoksa da, bırakın en azından yaşanan iş kazalarının hesabı sorulsun. Hiç değilse ölen emekçilerin hakları gasp edilmesin.
Bu kadar pervasızlık yeter!
İş adamlarımız tedirgin olmasın, üzülmesin diye 6 tane canın hesabını da mı sormayacağız?!
Hiçbir işveren işlerini taşerona devrettiği diye asıl işveren olarak sorumluluktan kurtulamaz. İş kazası kimin işletmesinde olmuşsa ve söz konusu kazada bir ihmal varsa; birinci derecede sorumlu o işletmenin sahibidir. Yapılan işi ve denetimi taşeronlara devretmeniz sizi bu sorumluluktan alı koymaz.
Bu nedenle herkes öncelikle kaybedilen 6 cana saygılı olsun ve soruşturmanın selameti açısından yargıyı rahat bıraksın. Öncelikle yaşanan kazada herhangi bir ihmalin olup olmadığı ortaya çıksın. Eğer bir ihmal varsa da sorumlular yargı önünde hesap versin.
Biz Enerji, Sanayi ve Maden Kamu Emekçileri Sendikası olarak süreci dikkatle izliyoruz ve yaşanan iş kazasından olası bir ihmale karşı sorumluların hesap vermesi için elimizden gelen her türlü çabayı göstereceğimizi kamuoyuna duyuruyoruz. 10.12.2012 – Pazartesi
Müşfik Veysel ERDOĞAN
Şube Başkanı
