31 Mart 2015 tarihinde saat 10:40 civarında bir ilimiz haricinde tüm ülkemiz elektrik kesintisiyle karanlığa büründü. Elektrik kesintisi, dağıtım bölgelerini de aşan büyüklükte tüm ülkemizi içine alan sorun olarak karşımıza çıkıyor. Ülkemiz her noktasında başta yaşamsal alanlarımızdan olan hastaneler, okullar ve toplu ulaşım araçları başta olmak üzere yaşamımızın tüm alanlarını direkt etkilemiştir. Ayrıca sanayideki üretimin durmasından dolayı oluşan zararı kim karşılayacak. Doğal olarak bakan ve bakanlığın bürokratları kendilerini sorumlu görmeyecekler.
Biz; Enerji Sanayi ve Maden Kamu Emekçileri Sendikası (ESM) olarak; enerji politikalarındaki liberal yapının çıkarları doğrultusunda değil, kamu hizmetinin halka dönük kamu yararına dayanılmasıyla doğru bir yapılanma yapılacağını söyledik. Yaptığımız tüm uyarılar dikkate alınmamıştır. Özel sektör kafasıyla kamu idaresinin yönetilemeyeceğini biz bu güne kadar anlatamadık.
Siyasi İktidara sormak isteriz, Ülkeyi karanlıkta bırakmanın asıl sebebi nükleer santrallerin kurulmasın ilişkin yasayı meclisten kabul ettirmek mi?
Bakanlığı gerçekleri gizlemeden, kesintinin nedenlerini açıklamaya davet ediyoruz. Teknik olabilecek tahminleri burada yapmayacağız. Biz görevini yapmayanları işin gereğini yapmaya davet ediyoruz. İşin gereği de işi yapamayan her kim olursa olsun bulunduğu makamı bırakıp gitmesidir.
Demokrasiyle yönetilen başka bir ülkede bu olay olsaydı şimdiye kadar ne bakan ne de onun bürokratları kalırdı. Toplu kıyım gibi ölümler olduğunda bile bir şey yapmadılar.
Kamu hizmeti kavramının içi boşaltılırken, kamu idaresini yönetenleri; bizim görevimiz neydi diye bir daha düşünmeye çağırıyoruz. Tüm sorumluları görevden almaya davet etmekte bizim görevimiz olduğunu hatırlatıyoruz.
Şimdiye kadar uygulanan enerji politikaları çalışanlarımızın yaşamını doğrudan etkilenmekteydi. Gelinen noktada halkımızın yaşantısına da direkt olarak olumsuz etkilemeye başladı. Enerjinin olmadığı yerde bugünkü yaşantımızı sürdürebilmemiz mümkün olmadığını defalarca açıkladık. Enerji sektörü halkın yaşam seviyesiyle dolayısıyla yaşamsal alanımızla yakından ilişkilidir.
Yaşananlar enerji politikalarının iflas ettiğinin göstergesidir. Halkımızın da ucuz, kaliteli ve sürekli elektriği kullanma hakkı vardır.
Bugün gelinen noktada; sektörlerimizde çalışanların hiçbir konuda söz hakkının olmadığı, buna karşın özel sektörün yararına olan bir süreci yaşamaktayız. Bu süreçte, ne ilgili kamu kurumu, ne de hizmetten yararlanan halk düşünülmemektedir. Yapılan tek şey var, o da kamu kurumları; sektörden el çektirilmektedir.
Kamu kurumlarında konusunda uzman yetişmiş personelle nitelikli iş yapılacağını bir defa daha hatırlatırız. Yeterlilik ve liyakate göre görevlendirme istiyoruz.
Kurumsal işlerde uzmanlaşmayı uzman kadrosu çalıştırma olarak anlayan anlayıştan ne bekleyebiliriz ki.
Biz ESM olarak siyasi iktidarı uyarıyoruz, örgütlü olduğumuz enerji-sanayi-maden sektöründe, taşeronlaştırma ve özelleştirme politikalarının yanında denetimsiz işlerden dolayı daha büyük vukuatlar olacaktır. Yeni ölümler, yeni kazalar olmadan yetkilileri önlem almaya çağırıyoruz.
Asıl mesele, enerji sektörümüzü kimler yönetiyor? Yapılan yanlışlıklardan neden hesap sorulmuyor?
Gerçekleri artık su yüzeyine çıkarma zamanıdır. İlgililerden açıklama bekliyoruz… 01.04.2015
Enerji Sanayi Maden Kamu Emekçileri Sendikası
Merkez Yönetim Kurulu