BASINA VE KAMUOYUNA
Bilindiği üzere KESK ve Bağlı sendikalarımızın tarihi; insanca ve onurlu bir yaşamı kurmak, emek ve demokrasinin mücadelesini birleştirmek, eşit, adil ve özgür bir ülkeyi bizden sonraki nesillere ve çocuklarımıza bırakma mücadelesidir.
Aynı zamanda KESK ve bağlı sendikaların tarihi; üyelerimize ve sendikalarımıza karşı siyasi iktidarların baskı, sürgün, katliam, gözaltı, cezaevi, soruşturma, yıldırma, tehdit, şantaj ve hukuksuzluk tarihidir.
Bugün de, Adana Şube başkanımız CEM EREN arkadaşımız AKP bürokratları tarafından, çalıştığı işyeri olan Adana DSİ 6. Bölge Müdürlüğünden hiçbir gerekçe gösterilmeden Kars DSİ 24. Bölge Müdürlüğüne sürgün edilmiştir. Bu elbette ki sendikamız ESM yöneticilerine ve üyelerine karşı AKP iktidarının ne ilk ne de son hukuksuzluğudur. Bu hukuksuzluğu yapanlar bilmelidirler ki kendi çıkardıkları 4688 sayılı yasa başta olmak üzere tüm uluslararası sözleşmeleri de çiğnemişlerdir.
Son 6 ay içerisinde Urfa Şube Başkanımız Havin BAĞSEVER, Diyarbakır Şube Başkanımız Alican ÇETİNKAYA ve en son olarak da Adana Şube Başkanımız Cem EREN, AKP iktidarının bürokratları tarafından yıldırma amaçlı olarak sürgün edilmişlerdir. Urfa ve Diyarbakır Şube başkanlarımız sendikamız ESM’nin açtığı davayı kazanması sonucu eski görev yerlerine iade edilmişlerdir. AKP bürokratları aldıkları bu sürgün emirlerini uygularken çok iyi bilmektedirler ki mahkemeler bu işlemi geri alacaktır. Ancak onların amaçları yıldırma ve baskı altına alma çirkinliğidir. AKP bürokratları baskı ve sürgün tayinleri ile suç işlemektedirler ve sonrasında da mahkemeler tarafından mahkum edilmektedirler.
Bizler yaşayarak öğrendik ki hiçbir demokrasi bedel ödenmeden gelmemiştir, gelmeyecektir. Hiçbir emek mücadelesi de siyasi iktidarların payandası olarak yürütülmemiştir, yürütülmeyecektir. Bilindiği üzere son bir yıl içerisinde KESK ve bağlı sendikalarımıza defalarca AKP iktidarı tarafından polis baskınları yapılmış, yüzlerce üyemiz haksız ve hukuksuz yere gözaltına alınmış, tutuklanmış, uyduruk polis fezlekeleri ile aylarca özgürlüklerinden mahrum bırakılarak cezaevlerinde tutulmuşlardır.
Bizler elbette ki bu cezaevi, baskı, sürgün, ve gözaltıların nedenini bilmekteyiz. AKP karanlığına karşı temel hak ve özgürlükler için mücadele edenleri, direnenleri, kendi deyimleriyle ‘temizlemeye’ kalkışmaktadırlar. Yandaş sendikası ile 2014-2015 yılları için emekçiler adına utanç sözleşmesi imzalayan siyasi iktidarın, bu utanç belgesine itiraz edenlere, sefalet ücretine hayır diyenlere, kendi iradesini ortaya koyanlara, demokratik haklarını isteyen KESK ve onun üyelerine karşı yıldırma sindirme amaçlı saldıracağını elbette ki bilmekteyiz. Kabulümüzdür, direneceğiz.
Buradan AKP iktidarı ve onun bürokratlarına sesleniyoruz.
Korku ve zorbalıkla KESK in sesini kesemezsiniz!
Ne kimyasal gazınız, ne TOMA’larınız ne de gözaltılarınız demokrasi ve özgürlük çığlıklarını kesmeye yetmez, yetmeyecektir!
Bizler bugüne dek, bu ülkeyi bir an bile karanlığa teslim etmeyen emek örgütleri olarak;
Tepeden tırnağa adaletsiz, haksız, hukuksuz, baskıcı ve ancak diktatörlük düzeninde görülen; Kamu emekçilerine, kendi çalışanına karşı hukuk ve insanlık suçu işlemekten çekinmeyen AKP’nin, Anayasa ve hukuku hiçe sayarak, toplumsal muhalefeti ve emek mücadelesini sindirmeye, ‘terörize’ etmeye dönük bu saldırılara karşı asla sessiz kalmayacağız!
Artık tüm Türkiye kamuoyunun da kınadığı bu zorbalığınıza son verin, Baskı sürgün ve tehditlerinizi derhal durdurun;
Hukuku ve insan haklarını ayaklar altına alarak sürgün ettiğiniz tüm KESK’li arkadaşlarımızı görev yaptıkları yerlere iade edin.
Baskılar ve Sürgünler dün olduğu gibi bugün de bizi mücadelemizden döndüremez.
Yaşasın KESK, yaşasın Emek ve Demokrasi mücadelemiz.
ESM YÖNETİM KURULU