BASIN AÇIKLAMALARIGENEL MERKEZ AÇIKLAMALARI

BASIN AÇIKLAMASI

Adana’nın Kozan İlçesi’nde Gökdere Köprü Barajı Derivasyon Tüneli kapağının patlamasıyla meydana gelen selde, sulara kapılan 10 işçinin yaşamını yitirmesi devlet eli ile işlenmiş bir iş cinayetidir. Bu gerçeği, resmi ağızlardan gelecek hiçbir inkar ya da “açıklama” gizleyemez. Çünkü bu ülkede işçiler, emekçiler “iş kazası” olarak adlandırılacak kadar basit bir biçimde değil, aksine hükümetin her alana yaymaya çalıştığı taşeron sistemi ve denetlememe ısrarı gibi bilinçli eylemleri sonucu öldürülmektedir.

Ülkemizde, hidroelektrik santrali kurarak elektrik üretmek üzere özel sektöre binlerce lisans verilmiştir. Verilen bu lisanslar ile özel sektör; Türkiye’nin değişik bölgelerindeki akarsular üzerinde HES inşaatlarını sürdürmektedir. Ancak; bu HES inşaatlarını yürüten firmaların önemli bir bölümünün baraj yapımı deneyimi yoktur. Oysa; baraj inşaatları bilgi birikimi, deneyim ve teknoloji gerektiren, bir çok riski barındıran spesifik işlerdir. Bugüne kadar bu anlamdaki işlerin hepsi, bu konudaki ihtisas sahibi kuruluş olan DSİ Genel Müdürlüğü’nün denetiminde sürdürülmüş ve bu tür facialar yaşanmamıştır.



HES inşaatlarını gerçekleştiren firmaların bu konudaki bilgi ve deneyim eksikliklerine rağmen, bu inşaatların denetiminin DSİ tarafından yapılmasıyla ilgili düzenleme yapılmayarak, bu inşaatların tamamen şirketlerin inisiyatifinde denetimsiz ve başıboş sürdürülmesinin önü açılmıştır.

Adana’da yaşanan korkunç cinayetin ardından açıklama yapan Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel EROĞLU devletin ve asıl olarak bakanlığının buradaki sorumluluğunu kabul edip istifa etmek yerine, bir devlet geleneğini sürdürmüş ve sorumlu olduğu bu kaza dolayısıyla istifa etmeyi aklına bile getirmeden, başka yerleri suçlamayı tercih etmiştir. Veysel EROĞLU yıllarca Genel Müdür sıfatıyla başında olduğu Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü’nün denetleme yapmasına Danıştay kararlarının mani olduğunu ileri sürmüştür. Bu açıklamanın gerçekle ilgisi yoktur.

Şöyle ki; 6200 sayılı Yasa’nın 2. Maddesinde, Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü’nün görev ve yetkileri sayılmıştır. Buna göre, Anayasa’nın 168. Maddesi kapsamında bulunan tüm suların ve bu su kaynakları üzerinde kurulacak yapıların kendi görev alanına giren sorumluluğu ile kamu adına yapılacak gözetim ve denetim görevi Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü’ne verilmiştir. Dolayısıyla DSİ Genel Müdürlüğü’nün barajları denetlemesi kuruluş yasasından kaynaklı asli görevidir. Sayın Eroğlu’nun yıllarca yönettiği kurumun asli görevinden bihaber olması en hafif tabiriyle şaşırtıcıdır. Veysel EROĞLU’nun iddia ettiği gibi Danıştay’ın iptal ettiği Denetim Yönetmeliği ise; “Su Yapıları Denetim Hizmetleri Yönetmeliği’dir. Bu yönetmelik ile DSİ Genel Müdürlüğünün asli görevi olan su yapılarının denetimi özel sektöre devredilmeye çalışılmış, Danıştay 10. Dairesi sendikamız Enerji, Sanayi ve Maden Kamu Emekçileri Sendikasının açtığı dava üzerine bu yönetmeliği yürütmesini durdurmuştur. Danıştay kararının gerekçesinde Bakan Veysel EROĞLU’nun iddia ettiğinin aksine denetimin özel sektöre yaptırılamayacağı, bizzat DSİ Genel Müdürlüğü tarafından yapılması gerektiği belirtilmiştir. Konuya ilişkin Danıştay Kararları açıklamamızın ekindedir.

Görüldüğü üzere, Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel EROĞLU yıllarca başında bulunduğu ve halen bakanlığına bağlı olan DSİ Genel Müdürlüğü’nün denetim yapmasının 6200 sayılı kuruluş kanunundan doğan bir yükümlülük olduğunu kamuoyundan gizlemekte, Danıştay 10. Dairesi’nin hukuka uygun kararlarını bahane ederek sorumluluktan kurtulmaya çalışmakta ve kamuoyunu ciddi biçimde yanıltmaktadır.

ESM Yönetim Kurulu

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir