Değerli Basın Emekçisi arkadaşlarımız, malumunuz üzerine AKP Hükümeti, 01 Ocak 2018 tarihinden geçerli olmak üzere elektrik fiyatlarına yüzde 8,8 oranında bir zammı vatandaşlarına reva gördü
Geniş halk kesimlerini işsizliğe yoksulluğa mahkum eden;İşçi ve Kamu emekçilerine “ sefalet ücretini” reva görenler 01 Ocak 2018 tarihinden geçerli olmak üzere elektriğe yüzde 8.8 zam yaparak kamu emekçilerinin belini iyice bükmüş ve bütün hesaplarını alt üst etmişlerdir.
Bir kamu hizmeti olan elektrik için Elektrik Piyasası Düzenleme Kurulu (EPDK) tarafından belirlenen 1 Ocak 2018`den itibaren geçerli olacak yeni tarifeler, Dağıtım sistemi kullanıcısı tüm tarife gruplarına yüzde 8.41 ile yüzde 8.91 arasında değişen oranlarda zam yapıldı. Konutlar için bu zam oranı 8,9 olurken vergi ve fon kesintilerinin yapıldığı kalemdeki artışın daha sınırlı tutulmuş olması nedeniyle küçük bir oynama ile kullanıcılar faturalarında zammı 8,8 olarak göreceklerdir. Doğalgazla elektrik üreten şirketler geçen yıldan bu yana, dağıtım şirketleri de kur artışları nedeniyle artan kredi maliyetleri, yenilenebilir enerjinin yükü gibi gerekçeleri sıralayarak elektrik fiyatlarına zam yapılmasını istiyorlardı. Son olarak BOTAŞ`ın elektrik üreten santrallara yapacağı doğalgaz satışlarına yüzde 8 zam açıklamasının ardından elektrik fiyatlarının artacağı beklentisi oluşturulmuştu. EPDK, 1 Ocak 2018 tarifeleriyle şirketlerin taleplerini dikkate alarak elektrik fiyatlarına zam yaptı.
01 Ocak 2018 tarihinden itibaren yapılan zamla 4 kişilik ailenin en az harcama ile bir ayda 230 kWh elektriğe ihtiyacı olacağı hesabından yola çıkıldığında 2018 yılında yapılan zam nedeniyle aylık elektrik faturası 94.75 TL den 103.09 TL yükselecektir. Yani ayda ortalama 10 TL cebimize yük binecektir. Türkiye`nin yıllık elektrik tüketiminin 280 milyar kilovat saat olduğu ve bunun da yüzde 22`sini mesken kullanıcılarının oluşturduğuna ilişkin veriler dikkate alındığında, yapılan yüzde 8.8`lik zam nedeniyle 2018 yılında yalnızca konut kullanıcılarından yaklaşık 2.3 milyar TL daha fazla elektrik bedeli tahsil edilecektir. Bu fazladan tahsilatın yaklaşık 904 milyon TL`lik bölümü dağıtım, iletim ile kayıp ve kaçak bedeline, 911 milyon TL`lik bölümü enerji üretim şirketleri ile perakende satış şirketlerine, kalan 413 milyon TL`lik bölümü ise vergi ve fon geliri olarak devletin kasasına girecektir.
Gerek AKP iktidarının Enerji Bakanları gerekse Maliye Bakanları 2014 yılında enerjide acilen “Milli Kurtuluş Savaşı Başlatılmalı”
Fakat bir yandan “Enerjide Milli Kurtuluş Savaşı Başlatılmalı” demeçleri verirken, bir yandan da aynı bakanlar ithal enerjiyle enerji üretim lisansları dağıtmışlardı
Doğalgazda tamamıyla yurtdışına bağlıyız. Rusya, İran ve Azerbeycan’dan aldığımız doğal gazın bin metreküpüne 210 ile 275Dolar ödenmektedir. Ancak vatandaşlarına bin metreküpünü 350 Dolara doğal gazı satmaktadırlar 210 veya 275 dolar üzerinden alınan doğalgaza, biz neden 350 dolar ödüyoruz? Arada bu kadar anormal fiyat farkı olur mu? Bu soruların cevabını bizi yönetenlerden almak istiyoruz
Sevgili arkadaşlar,Doğası gereği kar odaklı çalışan piyasanın belirleyiciliği ve iktidarın günü birlik siyasi çıkar kaygısının egemenliği altında elektriğin bir kamu hizmeti olduğu göz ardı edilmektedir. Bu yönetim anlayışı nedeniyle tüm ülkenin karanlıkta kalmasına yol açan sistem oturması, kış aylarında sanayi bölgelerine elektrik verilememesi, elektriğin pahalılaşması sorunlarıyla karşılaşmaktayız. Elektriğin temel bir insan hakkı olduğu ve ekonominin ana girdisini oluşturduğu dikkate alınarak, bir an önce kamu yararını gözeten politikalar uygulamaya konulmalıdır. En temel tüketici ve insan hakkı olarak kabul edilen enerji ve elektrik ; kaliteli güvenilir ve ucuz olarak sunulması gereken kamu yararı güdülen bir hizmet olmalıdır. Soğuk kış aylarına girdiğimiz bu günlerde halkımızın alım gücü düşünülerek bu zamdan derhal vaz geçilmelidir. İnsanlarımız mağdur edilmemelidir.
ESM
(Enerji Sanayi ve Maden Kamu Emekçileri Sendikası)
Antalya Şubesi