HUKUKHUKUK HABERLERİ

Elektrik Zammı İptal Davası

DANIŞTAY BAŞKANLIĞI’NA
                            Yürütmenin Durdurulması isteklidir

İPTAL KARARINI          :1- TÜKETİCİ HAKLARI DERNEĞİ
İSTEYEN ( DAVACILAR ) GMK Bulvarı No: 12 Onur İşhanı 7.Kat     
                                  Daire No: 161 Kızılay / ANKARA

VEKİLİ……………………..:     Av. Saliha KIZILOĞLU
                                    Yeşilırmak Cad. 17/21 Demirtepe / Ankara
                                 2- ENERJİ SANAYİ VE MADEN KAMU EMEKÇİLERİ SENDİKASI
                                     Ziya Gökalp Cad. No: 36/16  Yenişehir /  Ankara

VEKİLİ……………………..: Av. Candan DUMRUL
                                  Aynı adreste  
 
DAVALI        : T.C. BAŞBAKANLIK – ANKARA
                  
T.KONUSU    : 14.02.2008 tarih ve 2008/T-5 karar numaralı Enerji KİT’lerinin  Uygulayacağı Maliyet Bazlı Fiyatlandırma Mekanizmasının Usul ve Esasları hakkında Yüksek Planlama Kurulu Kararı’nın İPTALİNE, öncelikle yürütmenin durdurulmasına karar verilmesi dileğidir.

KURUL KARARININ
YAYINLANMA TARİHİ : 06.05.2008  

OLAYLAR    : 1- Derneğimiz Kamu Yararı Vasfına sahip bir dernektir. Diğer davacı da Enerji, Sanayi  ve Maden hizmet sektöründe çalışan memur sendikasıdır. Yüksek Planlama Kurulunun, 14.02.2008 tarih ve 2008/T-5 Karar numaralı Enerji KİT’lerinin uygulayacağı Maliyet Bazlı Fiyatlandırma Mekanizmasının Usul ve Esasları başlıklı idari kararı öğrenmiştir. Söz konusu iş bu karar icrai nitelikte olup, elektriğin 1 Temmuz 2008 tarihinden itibaren otomatik olarak zamlanmasını içermektedir.

2- Bu kararın yanlış olduğunu, kamu yararı ile ülkemizin ve tüketicilerin menfaatine uygun olmadığını aşağıdaki açıklamalarımız gösterecektir.

Ülkelerin ulusal gelirleri dikkate alındığında dünyanın en pahalı elektriği ülkemizdedir. Elektriğin %45’i doğalgaz ile üretilmektedir. Doğalgazın %100’ü ise ithal edilmektedir. Doğalgaz fiyatlarının yükselmesi elektrik fiyatlarının sürekli yükselmesine neden olmaktadır.   

Doğalgaz alım anlaşmalarında 1996 yılında yapılan anlaşmayı iptal edip 2003 yılında yapılan bir katsayı değişikliği ile normal ödemenin üstünde bir ödeme ile karşı karşıya kalınmış olup bu miktar da fiyatlara ve tüketiciye yansıtılmaktadır.   

Bugün doğalgaz ile üretim yapan kamu elektrik santrallerinin ürettiği 1 kwh elektriğin ortalama maliyeti 6.9 cent/kwh iken hidrolik santrallerden elde edilen 1 kwh elektriğin maliyeti ortalama 0.4 cent /kwh’dir. Kamu kuruluşlarının elindeki tüm doğal gaz, kömür ve hidrolik santrallerden elde edilen 1 kwh elektriğin ortalama maliyeti ise 3.25cent/kwh dolayındadır.

Oysa, ağırlıklı olarak doğalgaza dayalı elektrik enerjisi üreten özel sektörden alınan 1 kwh elektriğin ortalama birim fiyatı ise bugün itibariyle 9.3 cent/kwh dolayındadır.

Alım garantili ayrıcalıklı elektrik santrallerinin Yap-İşlet (Yİ), Yap-İşlet-Devret (YİD), İşletme Hakkı Devrinin (İHD) elektrik üretimindeki payı giderek artmaktadır. Bu konuda 31.12.2007 tarihli TEBA Bülteninde yer alan rakamlar aşağıdadır.
 Santral Türü            2007 Elektrik Üretimi
Milyar kws            2007 Elektrik Üretimi
İçindeki Payı%
Yİ Doğal Gaz         34.519                     18.16
Yİ İthal Kömür         9.046                      4.76
Yİ Toplam         43.565                     22.93
YİD Doğal Gaz         10.443                    5.50
YİD Hidrolik         3.200                      1.68
YİD Rüzgar         0.047                      0.02
YİD Toplam         13.690                     7.20
İHD-Linyit         3.659                      1.93
Yİ, YİD, İHD Toplam    60.914            32.06
Bu tablo, 2007 yılı elektrik üretiminin neredeyse üçte birinin özel sektörün ayrıcalıklı üretim tesislerinde karşılandığını ortaya koymaktadır.  
Görüldüğü gibi, özel sektörden alınan elektriğin ortalama birim fiyatı, kamunun ürettiği elektriğin ortalama birim maliyetinin üç  katına yakındır. Bunun nedeni ise                                “yap-işlet-devret” ,  “ ya al ya öde”    anlaşmalarıdır.

•    Eski adıyla TEK diye adlandırılan Türkiye Elektrik Kurumu 30 genel müdürlüğe bölünmüştür. Bu bölünmenin elektrik fiyatlarına getirdiği ek maliyet vardır. Bu maliyet tüketiciye yansıtılmaktadır.  
•    BOTAŞ’ın tahsil edemediği yüksek miktardaki alacakları elektrik fiyatlarına yansıtılmaktadır. Kaldı ki BOTAŞ’ın tahsil edemediği borçlar nedeniyle doğal gaza zam yapılmak zorunda kalınmıştır. Doğalgaza yapılan zam da elektrik fiyatlarına yansıtılmaktadır.  
•    Hükümet tarafından, başta EGO ve Ankara Büyükşehir Belediyesi olmak üzere belediyelerin silinen milyarlarca dolar olan borçlarının da elektrik fiyatlarına yansıtıldığı da bilinmektedir.
•    Elektrikteki kayıp ve kaçakların ortalama 1,2 milyar YTL dolayındaki yıllık maliyeti elektrik fiyatlarına yansıtılmaktadır.
•    Elektrikteki %18 KDV ve diğer kesintiler elektrik fiyatlarını yükselten bir başka etmendir.
•    Sokak aydınlatmalarının elektrik bedellerinin belediyeler tarafından ödenmemesi ortalama yıllık 500 milyon YTL’nin tüketiciye yansıtılmasına neden olmaktadır.  
•    EPDK Kanununa göre elektriğin ucuza tüketicilere sunulması gerekirken tam tersi uygulamaya gidilmektedir.
 
Ülkemizde kömüre dayalı termik santraller dünya standartlarında işletilmediği için bir yılda üretilebilmesi gereken 80 milyar kwh elektrik yerine, örneğin; 2006 yılında,  ancak 46 milyar kwh elektrik üretilebilmiştir. Üretilemeyen elektrik enerjisi miktarı ise 34 milyar kwh’dir. Bu da ortalama 1200 MW gücünde olan 6 adet Afşin Elbistan A santralinin bir yılda ürettiği enerjiye eşittir. Eğer, bu santrallerin dünya standartlarında çalışması sağlanabilirse üretilemeyen 34 milyar kwh elektrik enerjisi üretilerek, elektrik birim fiyatları ise %28 dolayında ucuzlatılabilecektir. Eğer, termik santrallerimizi iyi çalıştırırsak, elektrik zammına gerek kalmayacağı gibi, elektrik fiyatları daha da ucuzlayacaktır.  Burada, kamu yönetimi işleyişinde hata olduğu ortaya çıkmaktadır

Bununla birlikte, elektriğin ucuzlatılabilmesi için kademeli olarak doğal gaz bağımlılığından kurtularak kendi doğal kaynaklarımıza yönelmeliyiz. Çünkü, yerli linyit kaynaklarımızın ortalama %60’ı, hidrolik kaynaklarımızın ortalama %70’i, rüzgar ve jeotermal potansiyelin ise neredeyse tamamı kullanılmamaktadır.

Türkiye’nin Değerlendirilmeyi Bekleyen Kaynakları
Değerlendirilebilir ilave linyit ve taşkömür potansiyeli     100 milyar kws
Değerlendirilebilir ilave hidrolik potansiyel                    125 milyar kws
Değerlendirilebilir ilave rüzgar potansiyel                     120 milyar kws
Değerlendirilebilir ilave jeotermal potansiyel                  16 milyar  kws
Değerlendirilebilir ilave yerli toplam potansiyel              361 milyar kws

Eğer, yukarıdaki tabloda 361 milyar kws yerli enerji potansiyelimiz değerlendirilirse, ithal enerjiye gerek kalmayacağından elektrik fiyatlarına otomatik zam yapılmayacağı gibi, elektrik fiyatları çok daha ucuzlayacaktır.

Diğer taraftan,  
•    30 parçaya bölünen TEK eski konumuna getirilirse maliyetler daha da düşecektir.
•    “Ya al ya öde” anlaşmalı, ayrıcalıklı “Yap-işlet-devret”, “yap-işlet”, “işletme hakkı devri” gibi imtiyaz verilerek gerçekleştirilen özelleştirmelere son verildiğinde elektrik fiyatları en az yarı yarıya inebilecektir.
•    Elektrikten alınan KDV %18’den %1’e indirildiğinde elektrik fiyatları daha da ucuzlayacaktır.  
•    Elektrikteki kayıp kaçakların indirilmesine yönelik teknik, idari ve sosyal önlemlerin alınması elektrik fiyatlarının % 10 dolayında ucuzlamasına katkı sağlayabilecektir.  

      
3- 3 Kasım 2004 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlanan “Dengeleme ve Uzlaştırma Yönetmeliği” ( DUY) ile elektrik piyasasında oluşturulan  “ sanal piyasa”, 1 Ağustos 2006 tarihinden itibaren yürürlüğe konulmuştur. Dengeleme ve uzlaştırma sistemi denilen karaborsa ile 2007 yılında ortalama fiyat 19YKRŞ’yi aşmıştır. Türkiye’de üretim yapan hangi santralı göz önüne alırsak alalım, hiçbir santralden elde edilen 1 kwh elektriğin gerçek maliyeti bu fiyatın yarısını hiçbir koşulda gecemez.

Yüksek Planlama Kurulu’nun 14 Şubat 2008 tarihli Kararı (maliyet bazlı fiyatlandırma mekanizması) gereğince elektrik zammı otomatiğe bağlanarak, elektrik fiyatlarının, 1 Temmuz, 1 Ekim, 1 Nisan tarihlerinde, yılda 3 kez ayarlanacağı belirlenmiştir. Bu sistem sonucunda, uluslararası piyasalarda en önemli maliyet girdisi olarak aşırı yükselen petrol ve doğalgaz fiyatlarındaki yükselişin otomatik olarak elektrik fiyatlarına yansıyacağı görülmektedir. Ayrıca, YPK kararına konulan bir maddeye göre de enerji KİT’lerinde maliyet artışı olmasa da yıllık kar ya da faiz dışı fazla hedeflerinden önemli sapma olmasını önlemek için zam yapılabileceği belirtilmektedir. Otomatik fiyatlandırma kararıyla, yatırım yapmayarak elektrik fiyatlarının fahiş düzeylere çıkmasına neden olan şirketler lehine garantili anlaşmalar yapılmıştır. Bu uygulama, aynı zamanda dağıtım özelleştirmeleri için öngörülen 5 yıllık geçiş süreci boyunca halkın cebinden şirketlere kar garantisi sağlamaktadır. Kamu elindeki şirketlere maliyet bazlı denilen otomatik fiyatlandırma ile son kullanıcıya yansıyacak zamları yapmaları öngörülürken, şirketlerin  üretimlerinde nedense maliyet bazlı fiyatlandırma değil, borsa sistemi devam ettirilmektedir. Bu borsa hep en yüksek fiyatla işlem gören bir borsa şeklinde yapılandırılmıştır. EÜAŞ ve TETAŞ için otomatik fiyatlandırma öngörülmesi, kamunun DUY’daki fahiş fiyatlara müdahalesinin ortadan kaldırılması anlamına da gelmektedir. Yani, DUY sistemiyle oluşturulan karaborsa sisteminde elektrik fiyatları özel elektrik kuruluşları tarafından istenildiği şekilde ve tekel oluşturularak arttırılmakta, rekabet ortadan kaldırılmakta ve bu duruma müdahale edilmemektedir.

Buradan da anlaşılmaktadır ki, yukarıda belirttiğimiz şekilde, elektriğin ucuzlatılabilmesi için alınması gerekli önlemlerin tam tersi olarak;
•    Dışa bağımlı ve yanlış enerji politikaları uygulandığından,
•    İthal doğalgaz anlaşmalarında petrol fiyatlarına bağımlı kılındığından ve petrol fiyatlarının artışına paralel olarak doğalgaz fiyatı arttığından,
•    Elektrik enerjisinin %50’sinin ithal doğalgazdan elde edildiğinden,
•    Yerli kaynaklarımızın değerlendirilmesi için gerekli ve yeterli yatırım yapılmadığından,
•   Mevcut kamu santrallerinin iyileştirilmesine ve kayıp-kaçakların önlenmesine ilişkin teknik, idari, sosyal önlemler alınmadığından  ve yatırımlar yapılmadığından,
•    “Ya al, ya öde” anlaşmalı, alım garantili, ayrıcalıklı, imtiyazlı özel elektrik kuruluşlarından yüksek fiyatlarla elektrik alındığından,
•    “DUY” denilen ve elektrik fiyatlarının özel elektrik kuruluşları tarafından istenildiği şekilde arttırıldığı ve müdahale edilmediği bir “ karaborsa” sistemi oluşturulduğundan,

Dolayı elektriğe otomatik zam kararı kaçınılmaz olmaktadır. Kısaca, yanlış enerji politikaları ve kararları ülkemizin enerji ve elektrik sorununun büyümesine ve çıkmaza girmesine neden olmuştur.  

4- Enerji, hayatımızın her alanında etkili olduğundan enerji alanındaki açmazdan yalnızca tüketiciler değil, sanayi de büyük ölçüde etkilenecektir. Türkiye ekonomisi açısından da ağır sonuçlar yaratacaktır.

HUKUKSAL NEDENLER: Anayasamız, Elektrik Piyasası Kanunu, YPK’nun 14.02.2008 tarih ve 2008/T-5 karar numaralı “Enerji KİT’lerinin uygulayacağı Maliyet Bazlı Fiyatlandırma Mekanizmasının Usul ve Esasları Hakkında Kararı, Tüketicinin Korunması
Hakkında Kanun ve ilgili mevzuat  

DELİLLER: 14.02.2008 tarihli YPK kararı,  bilirkişi incelemesi ve her türlü delail

SONUÇ: Yukarıda sunulan nedenlerle incelemede rastlanacak durumlar karşısında, 14.02.2008 tarih ve 2008/T-5 karar numaralı “Enerji KİT’lerinin uygulayacağı Maliyet Bazlı Fiyatlandırma Mekanizmasının Usul ve Esasları Hakkında Kararının iptaline, öncelikle  yürütmenin durdurulmasına, yargılama giderlerinin ve Avukatlık ücretinin davalılara yüklenmesine karar verilmesini saygıyla dileriz.  30.06.2008

        Davacı Vekili                                 Davacı Vekili
Av. Candan DUMRUL                      Av. Saliha KIZILOĞLU

Eki: YPK kararı

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir