Enerji Bir-Sen Genel Başkanının kendi web sitelerinde 12.11.2010 tarihli “Şiddet KESK’in Varoluş Sebebidir” başlıklı talihsiz beyanatı yer almaktadır.
Bizler sendikalarımızı sermayeden, işverenden, siyasi partilerden bağımsız icazet almadan kurduk. Bizim için çelişki ve mücadele hattı işveren konumundaki siyasi iktidardır. Bizler güçlerimizi hak almak için siyasi iktidar ve onun güdümündeki yandaşlarına karşı kullanırız.
Bizler sendikalarımızı kurduğumuz 1990’lı yıllarda sizler neredeydiniz. 1995 yılında hangi ihtiyaç üzerinden bir gecede sendikalarınızı ve konfederasyonunuzu kurdunuz. 2002 yılında AKP iktidar oluncaya kadar çalışanların ekonomik, özlük, demokratik hakları için ne tür faaliyet sürdürdünüz. Siyasi iktidarlara karşı ne tür etkinlikte bulundunuz. Üye sayınız ne kadardı. 2002 yılından sonra hangi ihtiyaç ve kazanımlar üzerinden 40.000’lerden 400.000’lere gelerek yetkili konfederasyon oldunuz. AKP iktidarına karşı tek bir etkinliğiniz var mı?
Söz konusu yazıda 2009 yılında yetki almamaları için “alicengiz oyunları ve ruh ikizi konfederasyonlar engellediler” ifadeleri kullanılmaktadır. Biz kimsenin icazeti ile kurulmadığımızı ve siyasi iktidardan bağımsız olduğumuzu, tek dayandığımız güç üyeler ve çalışanlardan oluşan emekçi sınıfı olduğunu tüm dünyaya ispat ettik. SSGS yasasına sesinizi çıkartmayıp evet demeniz, grevi yasaklayan ve 4688’den daha geri olan anayasal düzenlemeye referanduma candan evet demeniz, her konuda, her düzenlemede siyasi iktidarın sözcülüğünü yapmanız. Acaba bu ruh ikizi benzetmeniz iktidarla olan münasebetinizin hedef saptırması olabilir mi? Suçluluk psikolojisi içerisinde ki bu iftiranızı iade ediyoruz.
Kaldı ki sizler masaya oturup çözdüğünüzü iddia ettiğiniz ve hâlâ düzelmeyen ek ödemelerin alınması için yaptığımız eylemi -siz beğenmeyebilirsiniz, eyleme katılmayabilirsiniz, hak aramayı kavga, kırma, tehdit olarak algılayabilirsiniz ki siyasi iktidarda aynı sizin gibi algılamaktadır. Ruh ikizi ifadesinin bir başka ispatıdır- il başkanınızın provoke etme ve engelleme amacı ne olabilir. İşveren yetkililerinin bile hiçbir işlem yapmadığı, haklı ve meşru faaliyeti bir sendika yöneticisinin engellemeye çalışması oldukça düşündürücü olup, sendikal tarihe kara sayfa olarak geçecektir. Acaba son paragrafınızda ifade ettiğiniz “düşman değil rakibiz. Memurların hak ve menfaatleri için gücümüzü harcamamız gerekirken aramızda düşmanlık tohumları” tespitinin ispatı olabilir mi?
Bırakın biz eylemlerimizi yapalım. Nasılsa her defasında kendi iktidarınız olduğunu, her düzenlemede iktidarla aynı düşündüğünüzü ve tüm hakları masada aldığınızı ifade etmektesiniz, bundan sonra alınacak tüm haklar için de aynı ifadeleri kullanacaksınız. O zaman bizim eylemlerimize destek vermeyin, ancak köstek de olmayın. Sizin masada eliniz güçlensin, tüm kazanımları nasılsa siz elde ediyorsunuz, neden gocunuyorsunuz?
Gerekli hukuki işlemi başlatmışsınız, kurum yetkililerine de anında şikayette bulunmuşsunuz Sayın Tombul, olayı daha fazla büyütmeden bırakın bu süreçler işletilsin. Sizin seviyenize inmek istemezdik. Ancak konuyu internet ortamına taşımanız nedeniyle bu yanıtı verme ihtiyacı hissettik.
MERKEZ YÖNETİM KURULU
