13 Mayıs’ta Soma Maden Katliamı’nın üzerinden 10 yıl geçmiş olacak.
Bu katliamda yitirdiğimiz 301 madencimizin acısı ve katliamın yarattığı öfke hala taze.
Acımızı ve öfkemizi hala taze tutmamızın bir sebebi var. Soma Davası, bugün tek bir sorumlunun bile gerçek anlamda cezalandırılmadığı bir utançla noktalandı.
Acımız ve öfkemiz hala taze çünkü gerçek sorumlular dışarıda gezerken Can Atalay ve Selçuk Kozaağaçlı gibi Soma Davası’nın peşini bırakmayan halkın hukukçuları yıllardır cezaevinde.
Acımız ve öfKemiz hala taze çünkü bu 10 yılda aynı acıları tekrar tekrar yaşadık. 28 Ekim 2014’te Ermenek’te 18 madenciyi, 17 Kasım 2016’da Siirt Şirvan’da 16 madenciyi, 14 Ekim 2022’de Amasra’da 42 madenciyi, 23 Kasım 2022’de yine Şirvan’da 3 madenciyi ve son olarak 13 Şubat’ta Erzincan İliç’te 9 madencimizi göz göre göre gelen iş cinayetlerine kurban verdik. Hesabı sorulmayan her bir iş cinayeti, her bir maden katliamı bir yenisini beraberinde getirdi.
Elbette bunlar sadece kamuoyuna yansıyanlar, yani bu düzenin gizleyemedikleri… Hemen her gün işyerlerinde, madenlerde sayısız iş kazası gerçekleşirken; isimsiz pek çok emekçi kardeşimizi bu iş cinayetlerine kurban vermekteyiz. İSİG Meclisi verilerine göre bu yılın ilk üç ayında 425 işçi iş cinayetlerinde yaşamını yitirdi.
Bu ölümlerin sebepleri açık: Denetimsizlik, kuralsızlık, güvencesizlik ve en başta bu ihmallerin sorumlusu siyasal iktidarın asli görevlerini yerine getirmemesi; daha da vahimi sermayenin çıkarlarını insan hayatının önüne koyan politikalarıdır.
Türkiye halen caydırıcı, emekçinin yaşamını öne alan bir işçi sağlığı ve güvenliği politikasına sahip değil. Sözde, 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu ile işçi sağlığı ve güvenliğini temel alan bir yasa hayata geçirilecekti; görüldüğü üzere sermayedarlar çıkarları söz konusu olduğunda bırakın yasalara uymayı, en temel önlemleri almaktan bile imtina etmektedir. Nasıl olsa rüşvetle, ahbap çavuş ilişkileriyle, siyasi iktidarla kurulan bağlarla yasaların üzerinden rahatlıkla atlanabilmektedir.
Bu yüzden öfkeliyiz! Bizler yeni Somalar, İliçler, Amasralar, Ermenekler, Şirvanlar yaşanmasın; madenci çocukları her an babalarının ölüm haberini alma korkusuyla yaşamasın; anaların babaların yüreğine evlat acısı düşmesin istiyoruz. Ancak kar hırsını her şeyin önüne koyanların, onları koruyup kollayanların, hemen her kazaya mukadderat diyerek yaklaşanların bunu anlamalarını da beklemiyoruz.
Soma’nın 10. yılında bir avuç kömür için bir ömür verenleri bir kez daha saygıyla anıyor, yeraltında her gün iş cinayetleriyle, meslek hastalıklarıyla yüz yüze çalışmak zorunda olan madencilerimizi buradan selamlıyoruz. Bizler Soma’da yitirdiğimiz 301 madencinin geride bıraktığı acıyı ve öfkeyi yeni Somaların yaşanmaması adına geleceğe taşımakla yükümlüyüz. 10 yıldır her yıldönümünde bunu hatırlattık, hatırlatmaya da devam edeceğiz.
Soma’yı unutmayacağız, unutturmayacağız! Gerçek sorumlular yargılanana, gerçek anlamda hesap sorulana kadar Soma için adalet arayışımızı sürdüreceğiz!
ESM MERKEZ YÜRÜTME KURULU