BASINA VE KAMUOYUNA
Genel Sağlık Sigortası 1 Ocak 2012 tarihinde başladı. Ve bunun adına “Sosyal Güvenlik Reformu” dediler.
Ancak hiçbir sosyal güvencesi olmayan insanlar için, 31 Ocak 2012 tarihine kadar “Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı”na başvurarak gelir testi yaptırmaları şartı konuldu. Test sonucuna göre, ailenin kişi başına düşen geliri asgari ücretin üçte birinden az olanlar yani aylık geliri 295 TL’nin altında olanlar için prim ödemesini devlet yapacak, ancak aylık geliri bunun üzerinde çıkanlar da gelir durumuna göre en alt prim olan 35,46 TL ile en üst prim olan 212,76 TL arasında aylık bir ödeme yapacaklardı.
Bu kişilere 31 Ocak 2012 tarihine kadar başvurmazlar ise resen yani kendiliğinden SGK tarafından tescil edilerek asgari ücretin iki katının %12’si oranında yani 212,76 TL prim ödeme yükümlülüğü getirildi.
Fakat bu yasadan vatandaşların yeterince haberi olmadı ve bugün 3 milyon kişinin 4 milyar TL borcu birikmiş oldu. Bugün bile, bu insanların büyük kısmının prim borcunun olduğundan haberi dahi yoktur.
Seçim yaklaşırken Hükümet torba yasa ile SGK pirim borçlarını taksitlendirme, gecikme faizini de affetme telaşına düştü. Çünkü sistem kısa süre içerisinde arap saçına dönmüştür. Parasız denilen sağlık sistemi 1 yıl içerisinde 3 milyon insanı borçlu hale getirmiştir.
Bugün liseyi bitirip üniversiteyi kazanamayan gençler, SGK prim borçlusudur.
Üniversiteyi bitirip işe girememiş 25 yaşını dolduran kişiler SGK prim borçlusudur.
Gelir Testi yaptırmayanlar SGK prim borçlusudur.
Herkese istediği hastanede parasız sağlık hizmeti vaadiyle çıkarılan, ancak gelinen noktada muayeneden ilaca kadar her adımda paranın alındığı, parası olmayanın sağlık hizmeti alamadığı ve milyonlarca sağlık primi borçlusu yaratan bu sisteme artık son verilmeli, sağlığın bir insan hakkı olduğu kabul edilerek tüm vatandaşların ücretsiz ve eşit bir şekilde sağlık sisteminden yararlanması sağlanmalıdır. 28/01/2014
Müşfik Veysel ERDOĞAN
ESM Samsun Şube Başkanı