Demeç Gazetesinde 30 Ağustos 2012 tarihinde çıkan haber:
Enerji, Sanayi ve Maden Kamu Emekçileri Sendikası İl Temsilcisi Ferruh Eyüpoğlu burada yaptığı basın açıklamasında; “Son torba yasadan çıkan enerjide özelleştirme, yeni işsizler ve ölümlü iş kazalarını getirecektir.
AKP iktidarı enerji alanındaki yanlış politikalarına bir yenisini daha ekleyerek; 12.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6353 sayılı torba yasa ile, 1979 yılında 2172 sayılı yasayla devletleştirilen, daha sonra 1983 yılında 2840 sayılı yasa ile devlet tarafından işletilecek madenler kapsamına alınan TKİ Genel Müdürlüğü bünyesinde bulunan; Muğla (Yatağan-Turgut-Milas-Ören), Ankara (Nallıhan-Çayırhan), Sivas (Kangal),Konya (Ilgın), Çanakkale (Çan), Manisa (Soma), Bursa (Orhaneli-Keles),Bingöl (Karlıova), Bolu (Göynük), Çorum (Osmancık-Dodurga)
Linyit sahalarının 04.06.1985 tarihli ve 3213 sayılı Maden Kanununa 12.07.2012 tarihinde eklenen Geçici madde ile “2840 sayılı Kanuna ekli listedeki linyit ruhsatları ile daha sonra bu sahalarla birleştirilmek suretiyle 2840 sayılı Kanun kapsamına dahil olan linyit sahaları, 24/11/1994 tarihli ve 4046 sayılı Özelleştirme Uygulamaları Hakkında Kanuna göre Özelleştirme İdaresi Başkanlığı tarafından özelleştirilir.” denilerek özelleştirilmenin önü açılmıştır.
Termik santrallere kömür sağlayan linyit madenlerinin özelleştirilmesi, ülkemizin enerji sorununun çözümüne herhangi bir katkı sağlamayacağı gibi aksine enerjide dışa bağımlılığı arttırarak sorunların büyümesine ve çıkmaza girmesine neden olacaktır.
Özelleştirme İdaresi Başkanlığı Boğaziçi Elektrik (İstanbul Avrupa yakası) Gediz Elektrik (İzmir-Manisa) Akdeniz Elektrik (Antalya-Burdur-Isparta) elektrik dağıtım bölgelerinin özelleştirilmesi için ilana çıktı.
Boğaziçi ve Gediz elektrik dağıtım bölgelerinin önceki özelleştirme ihalesi Ağustos 2010, Akdeniz elektrik dağıtım bölgesinin ise Aralık 2010’da gerçekleşmişti.
İhale tarihinde oluşan fiyatlar, katılımcı firmalar tarafından yüksek bulunmuş, yatırımcılar fizibilitelerin üstünde yapılan teklifler, global ekonomik konjonktür ve finansman bulmada yaşanan sıkıntılar gibi nedenlerle işletme hakkını devralmamıştı.
Bunun içindir ki; Enerji, Sanayi ve Maden Kamu Emekçileri Sendikası (ESM) olarak enerji üretiminin stratejik öneme sahip olduğunu bildiğimizden dolayı dışa bağımlı enerji politikalarına ve özelleştirmelere karşıyız. Dışa bağımlı enerji politikaları ve özelleştirmeler aynı zamanda sendikasızlaştırma-taşeronlaştırma ve güvencesiz çalışma koşullarının dayatılması demektir.
1984 yılından bu yana Anayasaya giren özelleştirme uygulamaları, binlerce kamu görevlisini işten atmış ya da güvencesiz ortamda çalıştırmıştır. TEKEL işçilerinin direnişi buna en iyi örnektir. Elektrik birimlerinde ve Linyit sahalarındaki özelleştirmeler binlerce çalışanın sendikasız kalmasına neden olacaktır. Siyasal iktidar hem kamu birikimlerini özel sektöre peşkeş çekmekte hem de örgütlü mücadeleyi baskı altına almayı hedeflemektedir.
ESM olarak, linyit sahalarının termik santrallerle birlikte, elektrik dağıtım işletmelerinin neredeyse hibe edilerek özelleştirilmesine karsı çıkarken, enerji ihtiyacının karşılanması bakımından tek çözümün, kamusal üretim ve hizmet sunumundan geçtiğini vurguladık, vurgulamaya devam edeceğiz.
Bu konuda kamuoyu oluşturmakta ve halkımızı bilgilendirmekte kararlıyız.
Buradan siyasi iktidara bir kez daha sesleniyoruz;
Termik santrallerle, termik santrallere kömür sağlayan linyit sahalarının ve elektrik dağıtım birimlerinin özelleştirilmesinden vazgeçin” dedi.
Basın açıklaması sırasında, “MADENLER HALKINDIR SATILAMAZ” “ELEKTİRİĞE DOKUNMA ŞALTER ATAR” “SÖZ YETKİ KARAR ÇALISANLARA İŞİMİZE EKMEĞİMİZE EMEĞİMİZE SAHİP ÇIKALIM” “İŞ YERLERİMİZ ÇOCUKLARIMIZIN VE ÜLKEMİZİN GELECEĞİDİR” Sloganları atıldı.
GİRGİN, “CESEDİMİZİ ÇİĞNEMEDEN BU OCAĞA GİREMEZLER”
Burada söz alan Türkiye Maden İşçileri Sendikası Yatağan Şube Başkanı Süleyman Girgin; “Maden işçisinin cesedini çiğnemeden bu ocağa giremezler. Özelleştirme Türkiye Cumhuriyet ekonomisinin yıkımıdır. Ekonominin kalbine saplana bir hançerdir. İşsizlik demektir, fakirlik yoksulluk demektir. Yabancılaşma demektir. Vatana ihanettir. Vatan çakıl topraktan ibaret değildir. Milli varlıklarımızı sahip çıkacağız özelleştirmeye kurban vermeyeceğiz. Maden emekçileri olarak bu güne kadar olduğu gibi bundan sonrada mücadelemiz sürecektir” dedi.
Haber Kaynağı: Mustafa AKTAŞ