GENEL MERKEZ AÇIKLAMALARI

2021 BÜTÇESİ AYNI TAS AYNI HAMAM…

           Bugüne kadar ki tüm torba yasalar da olduğu gibi, biz emekçiler için zulüm dolu bir bütçe…
2021 bütçesinde işçiye, köylüye, memura, esnafa emekliye, kısacası halka kaynak yok…
1 trilyon 346 milyar lira büyüklüğündeki bütçede sosyal güvenlik prim ödemeleri dahil personel giderleri 381.1 milyar lira, cari transferler 536 milyar lira ve faiz giderleri 179.5 milyar lira, bu 3 kalemin toplamı 1 trilyon 97 milyar lira. “Açık ise 245 milyar lira”
Bütçenin gelirlerine bakıldığında 922.7 milyar lira vergi bekleniyor, özel tüketim vergisinden (ÖTV) 213.7 milyar lira hedefleniyor. “Bunlar hep halktan alınacak. Bütçe halka bir şey vermiyor, aksine halktan alıyor” . 2021 yılı bütçe görüşmeleri kamu kaynaklarını korumaktan, geçmiş dönemin hesabını vermekten ve emekçilerin haklarını korumaktan uzak bir şekilde sürdürülüyor.
Biz emekçilere , acı reçete sunuyorlar ve sabır diliyorlar…
Bileseniz ki artık sabır taşı çatlamıştır…
ESM olarak örgütlü olduğumuz birçok kamu kurum ve kuruluşunun bağlı olduğu Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’nın bütçesinde de, bu yılda birçok tartışmalı ve incelenmesi gereken nokta bulunuyor.
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda 2021
yılı bütçesiyle ilgili olarak bir sunum gerçekleştirdi. Bakan Dönmez’in sunumunda ;
● Bakanlık olarak MTA, MAPEG, TENMAK, EPDK, NDK dahil olmak üzere 2021 yılı bütçe kanun tasarısı teklif toplamı 5.061.810 TL olarak belirlenmiş.
● Son 18 yılda yaklaşık 11 milyar ton kömür, 311 ton altın, 2 bin ton gümüş, 5 milyon ton kurşun-çinko, 3 milyon ton bakır, 83 milyon ton demir, 2 milyon ton krom, 98 milyon metreküp mermer, 21 milyon ton sodyum sülfat, 243 bin ton nadir toprak elementi, 24 bin ton uranyum, 8 bin ton toryum, 6 milyon ton lityum başta olmak üzere birçok da keşif yapılmış. Öte yandan ülkenin maden potansiyelinin ekonomiye kazandırılması için çalışmalar yürütülüyormuş!
● Tüm bunların yanında havadan jeofizik görüntüleme çalışması kapsamında 2019 sonu itibariyle toplam 682 bin kilometre veri uçuşu gerçekleştirilerek, 920 bin kilometre alan taraması ile yerin altının fotoğrafı ve bütün ülkenin her karışının maden röntgeni
çekilmiş, jeofizik haritaları hazırlanmış ve detaylandırılmış.
● Her yıl 10-12 Milyar dolar civarında altın ithalatı gerçekleşirken, buna karşılık 5-6 Milyar dolarlık ihracat yapılmış.
● Son 3 yılda sekiz tanesi Akdeniz’de bir tanesi de Karadeniz’de olmak üzere sondajlar gerçekleştirilmiş.
● Bundan sonra Zonguldak kömür madenciliği şehri değil, yerin altından çıkan başka bir kaynakla da yıldızı bir kez daha parlayacak şehir olacakmış ve oradaki işletme de 25-30 yıl sürecekmiş.
Bakanın sunumuna göre, enerji ve madencilik alanında uçuyoruz… 2021 yılı bütçesinin gerçekten halk için halktan yana, ülke çıkarlarının, çevrenin, bilimin ve teknolojinin esas alınarak değerlendirilmesi konusundaki beklentilerin ne kadarının karşılanacağı konusunda neredeyse hiçbir şey dile getirilmemiş. Zira 2021 yılı bütçesinin % 20 oranında arttığı, enerji arz güvenliği ve enerji piyasası işlemleri ödeneğinin 117 milyon 605 bin liradan, 250 milyon 559 bin liraya çıkarılmasının gerekçesi TBMM Plan Bütçe Komisyonunda bulunan komisyon üyeleri tarafından da eleştiri konusu yapılırken; enerji ve madencilik alanındaki yatırımların ekolojik ve insani geri dönüşleri ve bunun maliyeti üzerindeki sorular yanıtsız. Bakanlık kendisine bağlı olarak faaliyet yürüten; fakat Varlık Fonu’na dahil edildiği için Sayıştay denetiminin ve merkezi bütçenin dışına çıkarılan ilgili kuruluşları olan Eti Maden,
BOTAŞ ve Türkiye Petrolleri gibi yüksek bütçeli kurumlar hakkında da tek kelime etmemektedir. Varlık Fonu’nun geçtiğimiz yıllardaki zararı ve yüksek borçluluğu sıklıkla basına ve kamuoyuna yansırken; kamu kaynaklarının akıbeti hakkındaki suskunluk iktidarın
bizlerden ve yasal denetim mekanizmalarından gerçekleri kaçırmak istemesinin bir göstergesi. Öte yandan oldukça tartışmalı ve elektrik üretiminin kamu bütçesine oldukça yük bindireceği aşikar olan Mersin Akkuyu Nükleer Santrali inşaatı için kamunun inşaa aşamasında bir üstlenimi olacak mıdır? Cevap yok!
2021’de başlanacak olan ‘Nükleer Sanayi Destek Programı’ kapsamında 4 firmaya sağlanan kaynak ile yenilenebilir enerji kaynaklarından elektrik üretimi için Bakanlığın öngördüğü destekleme ödeneklerinin kamuoyuna açıklanması gerekliliği de önem arz etmektedir.
Madencilik sektörünün krizde olduğu, kendi ülkesinde maden arayamayan yabancı şirketlerin Kaz Dağları örneğinde olduğu üzere Türkiye’de ormanlara zarar vererek, atığını da Türkiye’ye bırakarak, ucuz iş gücü kullanarak % 5 pay bırakıp milyonlarca yıl da oluşmuş ve yenilenemeyen kaynak olan madenleri alıp götürmesi ve bunu da halkına başarı olarak sunması komik kaçmaktadır. Fakat iktidar ve sözcüleri bu doğal maliyeti, yabancı sermayenin karlı yatırımları karşısında göz ardı etmeyi sürdürmektedir.
Ne olduğu ve neye hizmet edeceği hala tam anlaşılmamış ülkenin neredeyse tüm kamu kaynaklarını denetimden kaçırarak kurulan Varlık Fonu bünyesinde Madencilik Şirketi kurulmuştur. Bağlı olduğu Fon gibi, kamuoyu bilgilendirilmeden ve hedeflerini ortaya koymadan oluşturulan bu Madencilik Şirketinin, sermayeye; doğayı katledecek yeni peşkeş alanları değil, halkın ihtiyaçları noktasında kamu yararına, doğaya dost madencilik anlayışını geliştirmesi ve denetime açık olması gerekir.
Özelleştirme sürecinin etkisi kendisini kamusal alandaki istihdam verilerinde de göstermektedir. Örneğin, TTK’nin 2002’de 18 bin olan işçi sayısı, bugün 7-8 bin civarlarındadır. İktidarın özelleştirme yanlısı politikaları ve liyakatsiz bürokrat atamaları tüm
bunlara sebeptir. Soma’da bir madencilik şirketi tarafından işten çıkarılan 700 işçi haklarını alamamış, birçoğu sağlığından olmuş, bir çoğu da düşük ücretlerle geçinmek zorunda bırakılmış ve tüm bunlara sebep olan patronlarda madencilik faaliyetlerini yürütmeye devam etmiştir.
2007’de bakanlar kurulu kararıyla ilan edilen Adana Ceyhan Enerji İhtisas Endüstri Bölgesi’ne 13 yıldan bu yana tek bir çivi dahi çakılmadığı komisyonda konuşulanlar arasındadır. 4 enerji bakanı değişmesine rağmen hala tek bir çivi çakılmayan Adana Ceyhan Enerji İhtisas Endüstri Bölgesi’nin ne zaman hayata geçeceği belli olmayıp, bütçede buna ilişkin herhangi bir ödenek gösterilip gösterilmediği, cevap bekleyen konular arasındadır.
SORUYORUZ…!
Adana’nın Yumurtalık ilçesinde Petrokimya ve Rafineri Sanayi Entegre Tesisi kurma hedefi ve Bakü-Tiflis-Ceyhan, Kerkük-Yumurtalık, Adana –Ceyhan boru hattı ( Yumurtalık’ta arazi tahsis edilen bölgeye 2 milyar dolarlık fon akacağı iddiası vardı.) petrolü işleme hedefine ne oldu?
Niğde’de 2018 yılında 2553 hektarlık enerji alanı ilan edildi. 2018 yılında seçim öncesi 6 ayda biteceği açıklanan Güneş enerji panellerinin temeli atıldı ancak, hala tesis temel olarak neden durmaktadır? (Bu tesiste 1500 kişinin çalışacağı belirtiliyordu.)
2020’nin ilk 9 ayında elektriğin % 46’sının yenilenebilir enerji kaynaklarından ve geriye kalan üretimin % 34’nün kömürden, % 19’u doğal gazdan, geri kalanının ise diğer kaynaklardan sağlanmış olmasına rağmen son 3 yıl da yılda % 82 zamlanması ne anlama
geliyor?
Bakanlığa göre elektrik dağıtım ve iletimindeki kayıp kaçak % 13,5,Elektrik Mühendisleri Odasına göre ise % 23 civarındadır.      Bugüne kadar şirketlere kayıp kaçak adı altında ödenen miktar ne kadardır ?
Dağıtım şirketlerinin mevcut kayıp kaçak bildirim oranları ve bunun karşılığında oranlara ödenen bedel nedir? Elektrik dağıtım şirketlerinin hatlarda oluşan kayıp oranlarını kaçak kullanımla birlikte hesaplayıp halkın faturasına eklemesinin sebebi nedir ? Elektrik ve doğalgaz fiyatları çok yüksek olup, 4 kişilik bir ailenin ortalama elektrik faturası 2017’de 101 lirayken bu yıl 172 lira % 70 fazla ödeme yapılıyor. Memur, işçi, emekli, asgari ücretli son yıllarda %70 zam aldı da kimsenin haberi mi yok ?
Ayrıca Danıştay’ın yürütmeyi durdurma kararına rağmen 2017 yılında yürürlüğe konulan sürekli yaz saati uygulamasının, hükümetin iddia ettiğinin aksine elektrik tüketimini artırmasına rağmen, sürdürülmesindeki ısrar neden kaynaklanmaktadır? Bu uygulama vatandaşın üzerine elektrik faturalarında ekstra bir yük olarak geri dönerken, elektrik üretim ve dağıtım şirketlerinin zararları bu yolla mı kapatılmak istenmektedir?
Türkiye’deki enerji politikaları, enerji verimliliğinden yana değil, daha çok termik ve nükleer santral kurmaktan yanadır.
Vatandaşın üzerindeki yükü azaltmak için, kayıp kaçak bedeli, enerji fonu, TRT katkı payı faturalardan çıkarılmalı, KDV düşürülmelidir.
Söylenenler ve yapılanlar arasında hiçbir zaman istikrarlı bir politik program olmadığı gibi 2021 yılı bütçe görüşmeleri devam ederken Hazine ve Maliye Bakanı’nın istifasıyla Plan ve Bütçe komisyonu görüşmeleri meşruiyetini yitirmiştir. Bakanın istifa edip, 28 saat süresince açıklama yapılmaması, komisyon üyelerine yeni bir seçim yaptırmadan eski bakanın içinde olduğu ekibin hazırladığı bütçenin, görüşülmesine devam edilmesi doğru değildir.
1 trilyon 346 milyar TL değerinde olan bütçe tutarının 528 milyarlık bölümün sorumlusunun ciddiyetsiz bir biçimde sosyal medya üzerinden görevini bırakması bir iflasın ve çöküşün beyanıdır.
Bu sebeplerle 2021 yılı Bütçe görüşmeleri de daha başlangıç aşamasında meşruiyetini yitirmiştir.

                                                        ESM MERKEZ YÖNETİM KURULU

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir