Sayıştay son kararında DSİ başta olmak üzere pek çok kurumda yapılan giyim yardımı ödemesinin haksız olduğu sonucuna varmıştır.
Koruyucu giyim yardımının nakdi değil, ayni olarak yapılması ve TİS hükümlerine uygun olarak yapılması gerektiğini tespit etmiştir.
Kararla birlikte bu paraların her bir memurdan faiziyle birlikte alınması yolu açılmaktadır.
Ancak 60 gün içinde rücu edilmeyen alacakların tahsil edilemez.
Ayrıca kendi kusurlarından kaynaklanmayan bu ödemelerin kamu emekçilerinden tahsiline mevzuat zaten izin vermemektedir.
Memur Sen’in göz boyama amacıyla TİS’te kazanılmış hak gibi gösterdiği koruyucu giyim yardımının keyfiyete bağlı olarak verilmesinin bedeli kamu emekçilerine yüklenemez.
Bu nedenle giyim yardımı ödemelerinin TİS hükmünde imzası bulunan yandaş sendikaların ve memur senin yöneticileri ile kurum yöneticilerinden tahsili gerekmektedir.
Bizler KESK olarak öncelikle koruyucu giyim yardımının amacına uygun olarak ve iş güvenliği gereği belirli standartlarda ayni olarak verilmesini istiyoruz.
Ve buna ek olarak teknik idare ayrımı yapılmaksızın giyim yardımının tüm kamu emekçilerine yasal mevzuat oluşturularak verilmesini savunuyoruz.
Özelikle Mehmet Şimşek’in ekonomik reçetesiyle yürütülen politikaların iflas ettiğini görmekteyiz.
Giyim yardımı, servislerin kaldırılması gibi memurun 3 kuruşluk yardımına göz dikilmiştir.
Ek vergilerle, bütçenin toparlanamadığını daha da açılan deliğin TÜİK’İN sahte enflasyon rakamlarına rağmen kapatılamadığını yaşamaktayız.
Ekonomik krizin faturasının işçiye kamu emekçilerine çıkarıldığını; sarayın ise şatafattan, lüksten vazgeçmediğini, halkın kaynaklarını emekçiler yerine sermayeye beşli çetelere peşkeş çekildiğini görmekteyiz.
Bütün bunlara karşı emeğin haklarını savunmaya devam edecek, insanca bir yaşam için ücret ve demokratik koşulların sağlanması noktasında mücadelemizi sürdürmeye devam edeceğiz!
