Değerli Basın Emekçileri, Değerli Mücadele Arkadaşlarım;
Sendikamız, Enerji, Sanayi ve Maden Kamu Emekçileri Sendikasına yönelik Baskı ve Sürgünler devam etmektedir.
AKP iktidarının “İleri Demokrasi” söylemi, tüm kurum ve kuruluşları denetimi altına alarak devleti AKP’lileştirmektir. Özel Yetkili Mahkemeleri ve Terörle Mücadele Kanunu’nu kendisine kalkan yapan AKP iktidarı, önünde diz çökmeyi kabul etmeyenleri, hukuksuz biçimde gözaltına almakta, tutuklamakta ya da sürgün etmektedir. Bu ülkenin cezaevleri aylarca, hatta yıllarca mahkemeye çıkarılmayı bekleyen insanlara doludur.
Sendikal hak ve özgürlükler mücadelesi yürütenler de AKP’nin baskılarından payına düşeni almaktadır. Bizler bu ülkede sendikal hak ve özgürlükler ve gerçek bir demokrasi için mücadele etmenin zor, bedelinin ağır olduğunu bilen bir gelenekten geliyoruz. Bu gelenek, sendika kapılarına vurulan mühürleri söken, kamu emekçilerinin yarattığı fiili meşru mücadele geleneğidir. Bu geleneğin ve yaşadıklarımızın bize öğrettiği temel şey ise, haklarımızı ancak mücadele ile alabileceğimiz gerçeğidir. Kamu emekçilerinden aldığımız güç ve güvenle bu geleneği sürdürme kararlılığımızı tekrar ifade ediyoruz.
Değerli Basın Emekçileri, Değerli Mücadele Arkadaşlarım;
Dicle Elektrik Dağıtım Anonim Şirketi Genel Müdürlüğünde çalışmakta olan, Sendikamız Şanlıurfa Şube Başkanı Havin BAĞSEVER ile sendikamız üyesi Esat BENEK, İsmet BİNGÖLLÜ ve Yusuf VURAL 26.12.2011 tarihli yazı ile kendilerine haber verilmeden, İstanbul Boğaziçi Elektrik Dağıtım A.Ş. Genel Müdürlüğü emrine Yasa, Hukuk tanınmaz bir uygulamayla iki ay süreyle geçici olarak görevlendirilmişlerdir.
Bilindiği üzere 657 sayılı Kanunun Ek 8. maddesinde, Kurumlar arası Geçici Süreli Görevlendirme şartları düzenlenmiştir. Buna göre; “Memurlar, geçici görevlendirme yapmak isteyen kurumun talebi ve çalıştıkları kurumun izni ile… geçici süreli olarak görevlendirilebilirler”:
Geçici görevlendirmede;” Geçici süreli görevlendirmenin, memurların göreviyle ilgili olması şarttır.
Geçici süreli görevlendirmede memurun muvafakati aranır.” denilmektedir.
Bu görevlendirmede Üyelerimizin hiçbirinin muvafakati alınmamış, istemedikleri halde, cezalandırmak amacıyla bu görevlendirme yapılmıştır.
Ayrıca, görevlendirme işlemini üyelerimizin çalıştığı Dicle Elektrik Dağıtım Anonim Şirketi Genel Müdürlüğü değil, TEDAŞ Genel Müdürlüğü yapmıştır. Bu görevlendirmede ne Boğaziçi EDAŞ Genel Müdürlüğü’nün isteği ne de Dicle EDAŞ Genel Müdürlüğü’nün izni aranmamıştır. Bu görevlendirmenin içeriği de açıklanmamıştır. Görevlendirmenin üyelerimizin göreviyle ilgili olup olmadığı da anlaşılamamıştır.
Bu görevlendirme, yasada belirtilen şartlara da uymadığından açıkça hukuka aykırıdır. Şube Başkanımız ve üyelerimizin hizmetine duyulan ihtiyaç açık olarak ortaya konulmadığı gibi, yapacakları görev de açıkça belirtilmemiştir. Görevlendirme işlemi atamaya yetkili amir tarafından değil, TEDAŞ Genel Müdürlüğü tarafından yapılmıştır. Bunun üzerine, TEDAŞ’ da bir yetkiliyle yaptığımız görüşmede, bu atamanın Şanlıurfa Valisinin isteği doğrultusunda yapıldığını, bize şifahi olarak belirtilmiştir. Biz buradan şunu sormak istiyoruz, Valinin isteği, 4688 sayılı yasanın 18. maddesinden daha mı bağlayıcıdır.
4688 sayılı yasanın 18. maddesinde; “Kamu görevlileri, iş saatleri dışında veya işverenin izni ile iş saatleri içinde sendika veya konfederasyonların bu Kanunda belirtilen faaliyetlerine katılmalarından dolayı farklı bir işleme tâbi tutulamaz ve görevlerine son verilemez…
Kamu işvereni kamu görevlileri arasında sendika üyesi olmaları veya olmamaları nedeniyle bir ayırım yapamaz…” hükmünü içermektedir.
Bunların yanı sıra, söz konusu görevlendirmenin sadece sendikamız üyeleri ve şube başkanını kapsaması, TEDAŞ Genel Müdürlüğünün sendikal ayrımcılık yaptığının da kanıtıdır. Bu görevlendirme ile 4688 sayılı yasadaki sendikal güvence de yok sayılmıştır.
Görüldüğü gibi söz konusu geçici görevlendirme işlemi, özellikle ESM Şanlıurfa Şube Başkanımız Havin BAĞSEVER ve diğer sendika üyelerimizin de 4688 sayılı yasanın 18. maddesinin açık hükmü, ilgili tebliğler ve 657 sayılı Kanunun Ek 8. maddesinde belirtilen şartlara da uymadığından, açıkça hukuka aykırıdır.
Değerli Basın Emekçileri, Değerli Mücadele Arkadaşlarım;
Biz, bir emek örgütü, bir sınıf örgütü ve bir mücadele örgütü olarak yaptığımız her türlü iş ve eylemi açık ve meşru yöntemlerle hayata geçirmeye devam edeceğiz. Böylesi baskı ve tehdit yöntemleri, bizi susturamayacak, bizi doğru bildiğimiz yolda yürümeden alıkoyamayacaktır. Biz doğru bildiğimiz yolda yürümeye devam edeceğiz.
05/01/2012
ESM YÖNETİM KURULU
Basın açıklamasından resimler için lütfen tıklayınız…
