BASIN AÇIKLAMALARIGENEL MERKEZ AÇIKLAMALARI

ZAMLARA KARŞI SESİMİZİ YÜKSELTELİM

 

SON BİR YILDA DOĞALGAZ VE ELEKTRİĞE GELEN ZAM ORANI
KONUTLARDA DOĞALGAZA YÜZDE 53,8
ELEKTRİĞE İSE YÜZDE 32.6

Kamu çalışanlarına gelen zam ise; 2012 yılı için yüzde 4+ 4, 2013 yılı için yüzde 3+3

Çağımızda enerjiyi kullanmama diye bir kavram olmadığı gibi elektrik ve doğalgazın halkın yaşamındaki önemi bilinen bir gerçektir. Enerjinin kaliteli ve kesintisiz olarak sunulmasının yanında halkımızın da alım gücüne uygun fiyatta olma zorunluluğu bulunmaktadır.

Son 4 yılda elektrik ve doğalgaz fiyatları sürekli artarak, zam yaşantımızın bir parçası haline geldi. Hatta birkaç yıl önce kış aylarına girerken yapılan zam nedeniyle tüketimde ciddi düşüş olmuş, ardından doğalgaz fiyatlarında indirim adı altında zamların bir kısmı geri alınmıştı.

“Enerji fiyatlarının artmadığı” gibi gerçek dışı ifadeleri sıkça kullanan bu iktidar döneminde doğalgaz fiyatları yüzde 208 oranında artmıştır. 2011 yılı Ekim ayı başında doğalgaz fiyatlarına yapılan yüzde 15`lik zammı, Nisan 2012`de yapılan ve konutlara yansıması yüzde 20 olan zam izlemiştir. 1 Ekim`de yapılan ve konutlar için yüzde 11,48 oranında olan zamla, son on üç ayda yapılan zamlar toplamda yüzde 53,8`e varmıştır.

 

Konutlarda doğalgaz metreküp fiyatı Ankara`da 1.06 TL, İstanbul`da 1.08 TL düzeyine gelmiştir. Önümüzdeki aylarda gündeme gelecek yeni zamlarla doğalgaz fiyatları daha da artacaktır.

 

Elektrik fiyatlarına son yapılan yüzde 10`u aşan zamla 2008 başından bu yana konutlarda artış yüzde 120’ye varmıştır. Elektrik üretiminin yarısına yakın bölümünün doğalgaza dayalı olması nedeniyle, 1 Ekimde yapılan doğalgaz zamları, elektrik fiyatlarına da yansıyacaktır.

Elektrikte zam oranı enflasyonun yaklaşık dört katına karşılık gelmektedir. Buna karşın kamu çalışanların maaşları 2012 yılı için yüzde 4+4, 2013 yılı için yüzde 3+3 artış getirilmesi planlanmıştır.

Elektrik fiyatları elektrik alanında uygulanan yanlış politikalar nedeniyle artmaktadır. Elektrik özelleştirmeleri sonucunda elektrik faturalarına “enerji tüketim bedeli, enerji hizmet bedeli, dağıtım yatırım tesis bedeli, dağıtım tesis bakım gideri” adı altında yeni ödeme kalemleri oluşturulmuştur.

Özelleştirilmelerin sonuçlarından biri de, elektrik borsasında 1 kilovat saat elektriğin fiyatının 2 TL’ye kadar çıkmış olmasıdır. Siyasi iktidar tarafından buna karşı önlem alınmadığı gibi, borsa sisteminde ki fiyat artışları normal olarak karşılanır duruma gelmiştir.

Elektrik enerjisi bir kamu hizmeti olarak kabul edilmektedir. Kamu hizmeti, devlet veya diğer kamu tüzel kişileri tarafından ya da bunların gözetim ve denetimleri altında, genel ve ortak gereksinimleri kamu yararı ya da çıkarı doğrultusunda kamu gücü ile sunulmuş etkinliklerdir. Özelleştirmelerle kamu hizmetinin içeriğini boşaltılmaktadır. Bu hizmetin özel sektörce de yapılmasına izin verilmemelidir.

Enerji, sosyal ve ekonomik yaşam üzerindeki belirleyiciliği nedeniyle stratejik bir öneme sahiptir. Enerjinin olmadığı yerde bugünkü yaşantımızı sürdürebilmemiz mümkün değildir. Hepimizin yaşamını ve geleceğimizi ilgilendiren enerji sektörü halkın yaşam alanıyla yakından ilişkilidir. Aynı şekilde üretim sürecinde enerji bir girdi olup, çıkacak her sorun, ek maliyeti birlikte getirecektir. Enerji fiyatlarındaki her artış, üretilen mallarında zamlanmasına neden olmaktadır.

Sonuç olarak; elektrik enerjisinde etkinlik, ülke genelinde her yerde ihtiyaç duyulduğunda elektriğin aynı kalitede ve yeterli miktarda olması anlamına gelmektedir. Elektrik enerjisinde verimlilik kavramı, salt bir kar/zarar esasına göre değil, ülkemizin gelişmişlik ölçütlerini kapsayan, sosyal etkilerini de dikkate alan bir değerlendirme yapılması anlamına gelmektedir. Bu açıdan elektrik enerjisi maliyeti doğru hesaplanmalı ve hizmetin kaliteli ve sürekli kılabilecek bir fiyat politikası benimsenmelidir.

Son zamlar sonrasında ayda 250 kw elektrik tüketen bir ailenin elektrik faturası 90 TL, ferdi ısınma ile yıllık 1.500 m³ doğalgaz tüketileceği kabulüyle aylık ortalama doğalgaz faturası da 132,5 TL olmuştur. Bu durumdaki bir ailenin aylık enerji faturası 222,5 TL olacaktır. Bu rakam bir memur maaşının yüzde 15’dir. Asgari ücretlinin ise yüzde 31,7‘sidir.

Bugün, elektrik alanının piyasalaştırılması sonucunda oluşan karaborsa sistemi nedeniyle karşı karşıya kaldığımız bu yüksek oranlı elektrik zammına, yarın olası petrol ve doğalgaz krizleri sonucu yeni zam dalgaları da eklenecektir.

Son 1 yılda gerçekleşen tüketici fiyat artış oranı yüzde 8.8 iken; mesken abonelerinin elektrik faturası 1 yılda yüzde 32.16‘lık artışla enflasyon oranını neredeyse 4 katını aşmıştır.

Görünen o ki sosyal devletten düzenleyici devlete doğru hızla yol almaktayız. Sosyal devlette halkın ihtiyaçları ve toplumsal fırsat eşitliği ön planda iken, düzenleyici devlette öncelik küresel sistemle kaynaşması teşvik edilen şirket ihtiyaçlarına verilmektedir. Toplumumuzun bu yapısıyla; gelir dağılımındaki bozukluğun devam edeceği ve halkın bir kat daha fazla yoksullaşacağı apaçık ortadadır.

Çözüm olarak, kamu kuruluşlarının özelleştirilmeleri durdurulmalı, bu kuruluşların çalışanları yönetim ve denetimde karar sahibi olmalı, enerji sektörü halktan yana kamu yararı kapsamında çalışmalıdır.

ESM YÖNETİM KURULU

 

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir