ORTAK AÇIKLAMALAR

NÜKLEER KARŞITI PLATFORM BASIN AÇIKLAMASI

DEPREMLER UYARIYOR: NÜKLEER MACERASINDAN VAZGEÇİN!

Kahramanmaraş’ta, 6 Şubat 2023 tarihinde 7.7 ve 7.6 büyüklüğünde iki deprem meydana gelmiş, 10 ilimizde ağır can kayıpları ve yıkıma neden olmuştur. Mersin çevresinde de hissedilen depremler, Akkuyu Nükleer Güç Santralı’na (NGS) yönelik endişeleri arttırmıştır.  Rusya Devlet Nükleer Enerji Şirketi Rosatom’un, Santralın hasar almadığına ilişkin yaptığı açıklama ise endişeleri giderememiştir.

Ülkemiz, Kahramanmaraş merkezli iki büyük deprem ile Cumhuriyet tarihinin en büyük felaketlerinden birini yaşamıştır. Enkaz altında kalan binlerce yurttaşımız hayatını kaybetmiş, binlercesi yaralanırken, 10 ilimizde yaşam alanları adeta yerle bir olmuştur. Bilim insanlarının uyarılarına rağmen doğal afete karşı ne yazık ki hiçbir önlem alınmadığı, hiçbir hazırlığın yapılmadığı görülmüştür. Can pazarının yaşandığı deprem bölgesinde halkımız, ilk 48 saatte adeta kaderine terk edilmiştir.

Şiddetli depremler, bölgeye yakın bir noktada bulunan Mersin’de inşaatı devam eden Akkuyu NGS’nin varlık nedenini yeniden sorgulatmıştır. Zemininde meydana gelen çatlaklar, su sızıntıları, yangınlar, işçi ölümleri dolayısıyla kamuoyunda oluşan kuşkular daha giderilmeden, Kahramanmaraş depremi ile birlikte santralda oluşması muhtemel hasarlar büyük tedirginlik yaratmıştır.

Rus Devlet Nükleer Enerji Şirketi Rosatom, depremin ardından yaptığı açıklamada, her ne kadar Akkuyu NGS’nin hasar almadığını, santral sahasında inşaat ve montaj çalışmalarının devam ettiğini, santralın 9 Şiddetindeki depremlere karşı dayanıklı olduğu yönünde açıklamalar yapsa da bu açıklamalar tıpkı Fukuşima Nükleer Santralı’nda olduğu gibi benzer sorunların ülkemizde de yaşanabileceğine ilişkin kaygıları giderememiştir.

Depremlerin “büyüklüğü” ile “şiddetini” ayırt edemeyen, deprem deneyimi olmayan Rus Şirketi’nin açıklamaları; denetim ve kontrolden uzak, 2023 tarihinde ilk ünitesi devreye alınması planlanan Akkuyu NGS’nin güvenliği konusunda kamuoyunun şüphelerini iyice arttırmıştır. Ülkemiz resmi makamlarınca santralın durumuna ilişkin herhangi bir bilgi aktarılmaması da şaşkınlık yaratmıştır.

Fukuşima nükleer felaketi ile birlikte tüm dünya, insanlığın geleceği için büyük tehdit unsuru olan nükleer santralların deprem bölgesinde faaliyete geçirilmesinin sonuçlarını ne yazık ki ağır bedeller ödeyerek görmüştür.

Akkuyu NGS’nin sıradan bir inşaat projesiymişçesine, beton kalitesi ve dayanıklılığına vurgu yapılan açıklamalar yetersizdir. Nükleer santrallar bulundukları bölgelerde ciddi güvenlik riskleri yaratmaktadırlar. Sadece binalardan oluşan bir yapıya sahip değillerdir. Güvenlik kültürü ve teknolojik gelişimi yüksek olan Japonya’da bulunan Fukuşima Nükleer Santralı’nda meydana gelen kazada görüldüğü gibi; kazaya neden olan, deprem sonrası oluşan tsunami ile güç kaynağını ve soğutma sisteminde yaşanan kesintidir. Bu da göstermektedir ki doğal afetler karşısında nükleer santral binasının sağlamlığı tek başına yeterli değildir. Denizden, soğutma amacıyla her bir ünite için çekilecek saatte 220.000 ton deniz suyunu taşıyan borularda kırılma-yırtılma olmayacağının, harici elektrik ünitelerinde hasar oluşmayacağının hiçbir garantisi yoktur. Ayrıca, santral binasında çalışan insan unsurunun da unutulmaması gerekmektedir.

Akkuyu NGS’nin deprem kuşağına uzak nötr bir bölgede inşa edildiği iddia edilmektedir. Kahramanmaraş merkezli santrala yaklaşık 270 km uzaklıktaki deprem ve bilim insanlarının sık sık “yaklaşıyor” uyarısında bulunduğu Hatay ve Kıbrıs fay hattında beklenen depremler bu iddiaları boşa çıkarmaktadır.

Hatay’da M.S. 587’de meydana gelen, “kozmik kıyamet” olarak adlandırılan depremde felaketinde 60 bin insanın hayatını kaybetmiştir. Ayrıca, bölgede “Kıbrıs Yayı” olarak bilinen (haritada kırımızı ile işaretlenmiştir) Kıbrıs deprem fay hattı da büyük tehdit oluşturmaktadır.  Tarihte, çok büyük depremler ürettiği bilinen bu bindirme faylarının, aynı zamanda çok büyük tsunami dalgaları da oluşturacağı düşünülmektedir. Bu bindirme faylarının büyük deprem tekrarlama periyotları da dikkate alındığında, tehlike çanlarının çaldığı açıktır.

Aşağıda yer alan haritada, bu faylarda meydana gelen depremler tarihleriyle birlikte etkiledikleri bölgeleri net bir şekilde gözler önüne sermektedir. Haritada; hem Kıbrıs dalma- batma kuşaklarının hem Ölüdeniz Fayı’nın ne kadar aktif ve tehlikeli olduğu görülmektedir. Kaldı ki bu iki dalma- batma zonu dışında, Anamur kıyılarına çok yakın üçüncü bir bindirme kuşağı daha olduğu, bazı bilim insanlarınca iddia edilmektedir. Akkuyu NGS zemin etüdünde bu araştırmanın yapılıp yapılmadığı merak konusudur? Eğer böyle bir bindirme söz konusu ise çok uzun zamandır suskun olması, çok fazla enerji biriktirmesi ve diğerlerinden bölgeye daha yakın olması dolayısıyla deprem büyüklüğü açısından çok daha tehlikeye neden olacaktır. Bu bindirmenin varlığının acilen deniz sismiği çalışmalarıyla ortaya konması gerekmektedir.

Ülkemizde 20 yıllık iktidarı boyunca;  bilim ve tekniği hiçe sayan AKP iktidarı, yapılan tüm uyarılara rağmen artan enerji talebini gerekçe göstererek,  nükleer silahlara geçişte araç olarak bilinen nükleer santrallar konusunda geri adım atmamıştır. Sadece Akkuyu’da değil, Sinop ve İğneada’da kurmayı planladığı nükleer santral projelerini hayata geçirmek için çeşitli ülkelerle temas halindedir. Bilim insanlarının, Sinop açıklarında ve Kırım Yarımadası’nda büyük depremler üretecek fayların bulunduğu bu fayların üreteceği depremlerin oluşturacağı güçlü tsunamilerin ise Sinop’ta kurulacak nükleer santralda yıkımlara neden olacağı uyarısını dikkate almamaktadır.

Unutulmamalıdır ki; deprem mekanizması henüz tüm yönleriyle çözümlenememiştir. Her zaman öngörülen değerlerin çok aşılması olasılığı bulunmaktadır.

Ülkemizde kurulması planlanan nükleer santralların enerji politikaları içerisinde gerek ekonomik, gerek teknik açıdan yanlış bir tercih olduğu açıktır. Nükleer santrallar enerji alanında dışa bağımlılığımızı arttıracaktır. Ülkemizin; alım garantili, mülkiyeti başka bir ülkeye ait, risk seviyesi yüksek, pahalı, kirli, atık sorunu çözülmemiş, kaza, saldırı ve deprem halinde büyük tehlike yaratacak nükleer santrallara ihtiyacı yoktur.

Nükleer Karşıtı Platform (NKP) Bileşenleri olarak; Akkuyu NGS’nin bağımsız denetim kuruluşları tarafından acilen denetime açılarak kontrol edilmesini, Kahramanmaraş merkezli depremlerin ülkemizde kurulması planlanan nükleer santrallar açısından verdiği uyarıya kulak verilmesini, nükleer santral inşaatının ve nükleer projelerin acilen durdurulmasını istiyoruz.

Depremde hayatını kaybeden yurttaşlarımızı saygıyla anıyor, daha fazla can kaybının yaşanmamasını umut ediyoruz.

 

NÜKLEER KARŞITI PLATFORM BİLEŞENLERİ
16 Şubat 2023

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir